Tebliğin bedelini canıyla ödeyen nebi: Cercis Aleyhisselâm

Mustafa Bey: “Risale-i Nur’da adı geçen cildleri ve derileri soyulan Cercis Aleyhisselâm kimdir?”Fakir Fukara İçin Çalışan Bir Nebi Cercîs Aleyhisselâm İsa Aleyhisselâm’ın dini üzere gelmiş...

Mustafa Bey: “Risale-i Nur’da adı geçen cildleri ve derileri soyulan Cercis Aleyhisselâm kimdir?”
Fakir Fukara İçin Çalışan Bir Nebi

Cercîs Aleyhisselâm İsa Aleyhisselâm’ın dini üzere gelmiş ve Îsâ Aleyhisselâm’ın dinini tebliğ etmiş nebilerdendir. Filistin’in Remle kasabasında doğdu, Filistin ve Şam civarında yaşadı. Şehirleri gezer, ticaret yapardı. Gezip gördüğü şehirlerde Hazret-i Îsâ’nın dinini yaymaya çalışırdı. Vazifesi esnasında birçok kişi ona tabi olarak Müslüman oldu.

Hıristiyanlar bu nebiyi St. Georges adıyla tanıyorlar.

Cercis Aleyhisselâm yılsonu geldiğinde sermayesini hesaplayıp ayırır, kazancının tamamını fakir fukaraya dağıtırdı.

Derdi ki: “Benim çalışmam fakir fukara içindir. Ben çalışayım ki, onlar rahat etsinler. Eğer bu maksudum olmasa sermayemi de fukaraya yağma ettirdim. Kendim de bir köşede oturur, Allah’a ibadet ederdim.”

Cercîs Aleyhisselâm ile ona uyanlar başlangıçta çok gizli hareket ettiler, kâfirlerin şiddetini üzerlerine çekmemeye çalıştılar. Çünkü o devirde putperestlik çok şiddetli idi.

CERCİS ALEYHİSSELÂM KRALIN HUZURUNDA

Günlerden bir gün Musul şehri Kralı Dâdiyan som altından bir put yaptırmış, halkı puta tapmaya çağırmıştı. Halk da bölük bölük gelmiş, Eflun denilen bu puta tapmıştı. O sıralarda Musul’da bulunan Hazret-i Cercîs (as) bir gün Dâdiyan’ın huzuruna çıkmaya karar verdi.

Arkadaşlarına: “Bu gizlilik içinde ne zamana kadar kalacağız? Kişi dini yolunda gerekirse ölmelidir! Kâfirler yanında zelil yaşamaktan iyidir. Ne kadar malım varsa size veriyorum. Fukarayı gözetin. İhsanınızı eksik etmeyin. Ben bu gün Kralın huzuruna çıkıp hakkı tebliğ edeceğim. Eflun’a tapmanın yanlış ve batıl olduğunu bildireyim. Müslüman olmasını teklif edeyim. Ola ki, Hak Teâlâ ona insaf vere de Müslüman ola! Beni öldürse bile bunu yapayım!” dedi.

Allah’a sığındı ve Kral Dâdiyan’ın huzuruna çıktı. O sırada Kral, Eflun’a tapmayanların da bulunduğunu haber almış, kızgınlığından küplere binmiş vaziyetteydi.

Cercîs Aleyhisselâm dedi ki: “Ey Kral! Allah’ın kullarına kızarsın! Oysa sen de Allah’ın bir kulusun! Onlar da Allah’ın kullarıdırlar ki Allah onları sana muhtaç eyledi. Bu halkı secde etmeye çağırdığın put mel’undur! Senin Allah’ın vardır ki, seni ve bütün varlıkları O yaratmıştır. Bütün mahlûkat O’nun kullarıdırlar. Bütün mahlûkata O rızık verir. Bütün mahlûkata hayat veren, diri eden, yaşatan ve öldüren O’dur. Seni yaratan Allah’ı bırakıp senin gibi bir mahlûku altından ve gümüşten düzdürüp, ilahımdır dersin! Onun ne faydası vardır, ne zararı? Bundan vazgeç! Küfrü terk et. Allah’a iman et.”

Kral Dâdiyan kızgınlığından ağzı köpürmüş vaziyette Cercîs Aleyhisselâm’a baktı ve bağırdı:

“Sen kimsin behey adam? Nereden geldin ki bana anlaşılmaz sözler söylersin?”

Cercîs Aleyhisselâm gayet sakin cevap verdi:

“Ben Allah’ın zayıf ve hakir bir kuluyum! Geldim ki seni Allah’a dâvet edeyim! Puta tapmaktan ve halkı puta taptırmaktan vazgeçesin de Allah’a dönesin!”

Kral Dâdiyan adeta çıldırmıştı. Fakat Cercis Aleyhisselâm’ın fikirlerini aklınca çürütmeden onu cezalandırmayı makamına uygun bulmadı.

Dedi ki: “Senin övdüğün ilâh eğer gerçekten de dediğin gibi olsaydı, seni böyle aç ve sefil bırakır mıydı? Görmez misin benim ilâhım bana nice mertebeler verdi! Bu gördüğün halkın içinde nice zenginler vardır. Cümlesi de bu Eflun’un uğurlu inancıyla zengin oldular...”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zerreler beka âleminin cüzleridir 22 Nisan 2018 | 221 Okunma İnsan yaratılışı kopya edemez 02 Ekim 2017 | 242 Okunma Duânın en tatlı meyvesi nedir? 30 Eylül 2017 | 506 Okunma Celcelutiye’de niçin Süryanice kullanıldı? 29 Eylül 2017 | 617 Okunma Ye’cüc ve me’cüc çıkmış mıdır? 28 Eylül 2017 | 705 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar