Kendi bedenini satılığa çıkardıktan sonra geriye ne kalır

+90 adlı Youtube kanalı gazetecilik özgürlüğü için kurulmuş. Öyle diyorlar. Alman DW öncülüğünde İngiliz BBC, Fransız France 24 ve ABD'li Voice of America ortaklığı.Dördü bir yerde.Vatan...

+90 adlı Youtube kanalı gazetecilik özgürlüğü için kurulmuş. Öyle diyorlar. Alman DW öncülüğünde İngiliz BBC, Fransız France 24 ve ABD'li Voice of America ortaklığı.
Dördü bir yerde.
Vatan Partisi Öncü Kadın, Türkiye’nin gündemine orada yayınlanan bir belgeseli gündeme taşıdı.
Buyurun özgürlük.
Kanal belgeselinin reklamını yapıyor.
Bir genç kızımız şöyle tanıtılıyor:
“O bir seks işçisi.”
İşini seviyormuş.
Üniversite bitirmiş. Sanatçı olmuş ama “seks işçiliğinde” olduğu kadar iyi değilmiş.
Hem de çok ve de hızlı para kazanıyormuş.
Gerçi Türklere gelince böyle.
Bir Alman’dan söz ederken seks işçisi demiyor. Zor yaşamının gerçekleri yansıtılıyor.
Tıpkı adını İstanbul’dan verdikleri Sözleşme’de yazdıkları gibi. Sizin kadınlarınıza böyle bir özgürlük yolu sunuyoruz, diyorlar.
Senin bedeninin hukukuna da yeni değerler getiriyorum.
Neden?
Batı toplumlarında artık evlilikler de böyle. Biraz kazı. Altından fuhuş çıkıyor.
Biz feodal değerlerle mücadele ederken onlar çoktan aştılar.
Her şey para, her şey piyasa. Alınır satılır. Aile ilişkileri bile.
Aşka dayalı birlikteliklerin “modası” çoktan geçmiş.
Kadınlar ya da erkekler “evlilik aktiyle” bedenlerini satıyorlar.
Öyle olunca ahlâki sorumluluk da kalmıyor. “Heyecan” arıyorlar… işte o kadar. Ha bir de ev giderlerini ortak karşılıyorlar. Orada titizler. Defter düzgün tutuluyor.
Peki, neden biz?
Bir cümlelik yanıt:
Kendi bedenini hoş-beş satılığa çıkardıktan sonra geriye ne kalır?
Vatan mı?
Sat gitsin!
Oysa biz bedenden öte, ölüm emredilince koşarak gidenlerin soyundanız. İşleri zor.
Bütün silahlarını kuşanmışlar, yok bir gün ellerinde İstanbul Sözleşmesi, bir gün ellerinde moda, bir gün özgürlük ve tayfalık tanımları… taşları bağlayıp üzerimize geliyorlar.

Düşük bel pantolon modası tam geçti diyordum, mumla aratıyorlar.
İç çamaşırı gibi şehir içinde şort ve tişört. Zaten çamaşır giymelerine de gerek kalmıyor. Geçen gün arabanın penceresinden bakıyorum. Gözüme takıldı. Bir hanımefendi güya etek giymiş. Ama adım attığında beline kadar yırtmaç. Artık estetik derdinde filan da değilim. Bir sürü adam. Otelin önündeki görevli yardımcı oluyor. Gözü bile kaymıyor. Benden başka hiç kimse bakmıyor, ilgilenmiyor bile.
Et yığını.
Onlardan kasapta var zaten.
Üç kilo kasaptan aldığınız eti yolun kenarına koysanız, onu daha az gördükleri için daha çok ilgilerini çeker.
İnsan bedenine bu kadar yabancılaşır mı?
3 kg bacak eti. Parasını veren de alır, doğal olarak... ya da satar…
Gerçi liberallerimiz de bunu da bir özgürlük olarak görüyorlar.
“Çok çağdaşlaştık!!”

“Seks işçisi” kavramı da 1980’lerde girdi sözlüğümüze. 12 Eylül Amerikancı darbe sonrası. Ekonomide canımız ciğerimiz kuruluşlarımız, topraklarımız, bedenimiz satılırken; dış politikada Mehmetçiğimizin kanı satılığa çıkarılırken…
Bir yandan da bu kültür.
Bu ne yaman rastlantı!
Fahişelerin güya hakkını hukukunu savundu feministlerimiz.
Bedenlerini özgürce satsınlar diye.
Onlara el uzatmak değil de, daha da batağa gömmenin hukuku.
Kalıplar kırılıyordu güya. Düzene karşı.
“İşçi emeğini satar ücretini alır. Fahişe de bedenini satıyor elbette hak ettiği ücretini alacak. Sendikal hakları da olmalı.”
Düzenin düzeni işte böyle sağlanır.
Yol işte böyle düzlenir.
Vatan özgürce pazarlansın diye.

Ukrayna, Moldova, Gürcistan…
AB’nin gözdelerine bakar mısınız…
Kıstas nedir?
Nereye koysan uymuyor.
Ya da belki yazılı değil de, gerçek tercihlere göre adaylar.
Eski kural.
Ama yine de bir yanlışlık var.
Ey Avrupa titre kendine gel.
Onlar ABD’nin!

ABD'de benzinin bir galonu (4,546 litre) yaklaşık 5 dolara çıktı.
Gelir dağılımın çok bozulduğu ülkede kimi de kendi başının çaresine bakıyor.
Hemen her eyalette akaryakıt hırsızlıkları artmış.
Öyle kendi arabamın deposunu doldurayım filan da değil. Benzin istasyonlarından binlerce dolarlık yakıt hırsızlığı oluyor.
Virginia Beach’te hırsızlar özel bir alet kullanarak gece benzin istasyonundan binlerce dolar değerinde yakıt çalmışlar, sonra da ucuz fiyata satmaya çalışmışlar.
Florida'nın Orlando kentinde iki kişi, benzin deposundan büyük bir tanker kullanarak 1000 galondan fazla yakıt çalmış.
Aynı şekilde Nevada'nın Las Vegas ve Güney Carolina'nın Greenville kentlerinde de yerel benzin istasyonlarından on binlerce galon yakıt çalınmış.
Bir ilginç nokta da hırsızlar çaldıkları benzini satmak için sosyal medyayı kullanıyorlar.
Durun bakalım.
Başka ülkelere kaos planlayan ABD’nin başına nasıl bir taş düşecek.
Başkan Biden’in elindeki yönlendirme notunda çaresi var mı acaba?
Yoksa Vatan Partisi’nde var.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Acı yazı 28 Mart 2024 | 673 Okunma Çaresizlik ne üretecek Türkiye bunları öngörmek zorunda 24 Mart 2024 | 119 Okunma Cağaloğlu’ndan bir abimiz daha gitti 21 Mart 2024 | 323 Okunma Vahidettin Efendi’nin ABD’den yardım talebi 17 Mart 2024 | 758 Okunma Kadın gördün mü saldır Çünkü o cinsel bir nesnedir Erkek gördün mü saldır Çünkü o da cinsel bir nesne avcısıdır 14 Mart 2024 | 269 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar