O menüye buradan bakın
Asıl söyleyeceğimi sona bırakacağım…Önce…Sizi 2000’li yıllar başına götürmeliyim ki, ne demek istediğim daha net anlaşılsın! Başlıyorum: Cumhuriyet tarihinin en...
Asıl söyleyeceğimi sona bırakacağım…
Önce…
Sizi 2000’li yıllar başına götürmeliyim ki, ne demek istediğim daha net anlaşılsın!
Başlıyorum:
Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini 2001’de yaşadık:
Bütçe açığı ekonomiyi sürdürülebilir olmaktan çıkardı. Dolar -eski parayla- 625 bin liradan 1 milyon 470 bin liraya yükseldi. Merkez Bankası’ndan bir günde 7.6 milyar dolar çekildi. Piyasalar -gecelik yüzde 250 gibi- faiz çılgınlığı yaşadı. Bankalar arası borçlanma oranları öylesine yükseldi ki bu adeta yıkımdı. İtibarıyla -devlete maliyeti 46 milyar dolar olacak- 22 banka battı! Her altı bankacıdan biri işini kaybetti…
Evet, krizin vurduğu en önemli sektör bankacılıktı…
Bu bankalardan biri de Hüsnü Özyeğin’in sahip olduğu Finansbank idi.
2001 krizinden önce Finansbank’ın borsadaki değeri 700 milyon dolar’dı.
Ekonominin dibe vurduğu o karanlık kriz günlerde değeri 84 milyon dolara kadar indi.
Ve banka krizden beş yıl sonra 2006’da tam 5.5 milyar dolara satıldı!
Peki…
Kriz günlerinde uykusuz geceler geçiren Özyeğin bankasını yaşatabilmek için neler yaptı:
– New York’taki dairesini sattı…
– Seçkin koleksiyonundaki tabloları sattı…
– Bankanın otomobillerini sattı…
Bitmedi…
“Özyeğin konvansiyonel (uzlaşmacı) kararlar ile işe başlama yanlısı değildi. Önceliği tasarrufa