Urla neden dünyaya pazarlanmaz ki?!

İzmir’in şirin ilçesi Urla’nın son yıllardaki yükselişine hepimiz tanıklık ediyoruz. Özellikle gastronomik anlamda, ülkenin yüzakı bölgelerinden. Bu kadar yıldır denk gelmedi; gidememiş...

İzmir’in şirin ilçesi Urla’nın son yıllardaki yükselişine hepimiz tanıklık ediyoruz. Özellikle gastronomik anlamda, ülkenin yüzakı bölgelerinden. Bu kadar yıldır denk gelmedi; gidememiş, görememiştim Urla’yı. Nihayet geçtiğimiz iki günü orada geçirdim. Gerçekten başka bir dünya, paha biçilmez bir yer. Hele yeme içmeyle ilgiliyseniz, şaraplara merakınız varsa, ünlü şeflerin mutfağını keşfetmeyi seviyor, yerel üreticilerin ürettiği ürünleri tercih ediyorsanız! Çoğu restoran kendi üretimini yapıyor, yapmayanlar yerel üreticiden şaşmıyor. Şahane zeytinyağları ve şaraplar çıkıyor. Çeşit çeşit üzümleri ile yerel şaraplarını üretiyor Urla bağcıları.

Üstelik bölgeyi kalkındıranların çoğu; kendi çabasıyla, kendi emeğiyle bunu yapıyor. Bölgeye olan büyük aşklarından. Burası gerçekten de İtalya’nın Toskana bölgesi gibi gastronomi turizminin merkezi olabilir. İşi bilenlerin elinde yurt dışına pazarlanmalı, öne çıkarılmalı.

Malum artık turizm, gastronomi üzerinden yürüyor. Ekonomiye can suyu oluyor. Deniz, kum, güneş kadar satıyor. Bu yaz Bodrum’a onca mekanın, onca markanın açılmasının sebebi de bu değil miydi? O zaman? Elimizde Urla gibi bereketli topraklar varken, neden öylece duruyoruz, o Bodrum’a gelen dünya zenginlerini neden Urla’ya da yönlendirecek bir çabaya girmiyoruz? İşte, kafamda böyle deli sorularla geçirdim iki günü...

Urla’ya çok doğru bir ekiple gittim Allah’tan! Urla’nın ve orada üretilenlerin değerini bana anlattıkları için çok doğru diyorum. Metro Türkiye’den bahsediyorum... Türk mutfağının değerlerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla yerel lezzetlerin sürdürülebilirliğini sağlıyorlar, yerli ve coğrafi işaretli ürünlere sahip çıkıyorlar biliyorsunuz.

100 binden fazla üreticiyi ‘Tabağında ne var?’ diyerek destekliyorlar, kadın kooperatifleriyle işbirliği yapıyorlar. Bir grup şefi ve gazeteciyi de bu ürünlerin hasattan sofraya kadar olan yolculuğunu izlemek ve deneyimlemek üzere Urla’ya davet ettiler. Amaçları, farkındalık yaratmak, bu bölgeye bilinirliliği artırmaktı. İki gün boyunca da gördüm ki, şahane bir iş yapıyorlar.

Kavacık köyünde 40 yıl önce erkeklerin kurduğu kooperatif, köylüye katkıda bulunmayınca; 7 kadın üretici Kavacık Kadın Kooperatifi’ni kuruyor ve güven verici, şahane işler yapıyorlar. Kavacık üzümü, logosuyla Metro Türkiye raflarında yer buluyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Putin 'Beni niye sevmedin' diyen toksik sevgili gibi... 27 Şubat 2022 | 89 Okunma Namuslu görünmek kimlere kaldı? 20 Şubat 2022 | 150 Okunma 2. Yeditepe Bienali tarihi mahzende 17 Şubat 2022 | 145 Okunma Türkiye'nin en büyük buz pateni pisti açıldı 13 Şubat 2022 | 170 Okunma Hikikomori salgını var, cümleten geçmiş olsun... 10 Şubat 2022 | 135 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar