Referanduma kadar teyakkuz, nöbetteyiz

Arkadaşımız Ardan Zentürk’ün dediği çıktı... Millet nöbetlerine devam diyordu. Geçen geceden itibaren uykusuz geceler yeniden başladı. Referandum öncesi sanki düğmeye basılmışçasına...

Arkadaşımız Ardan Zentürk’ün dediği çıktı... Millet nöbetlerine devam diyordu. Geçen geceden itibaren uykusuz geceler yeniden başladı. Referandum öncesi sanki düğmeye basılmışçasına FETÖ tahliyeleri başlayınca, felaket tellallarının "bahar" nidalı mesajları daha bir anlam kazandı zihinlerde... Ve millet yeniden meydanlara yürüdü.

17/25 Aralık kalkışması nasıl yargı üzerinden kotarılmaya çalışıldıysa, son FETÖ tahliyeleri de sıradan işlerden değil, benzeri bir mücadeleyi gün yüzüne çıkardı. Zaten özensiz, itinasız, "koy torbaya, doldur dosyaya’’ tavrıyla itibarsızlaştırmaya çalıştıkları FETÖ soruşturmaları, bu sefer de tahliye dalgasıyla psikolojik bir savaşa dönüştürüldü... İlgili ilgisiz herkesi gözaltına alarak, toplum nezdinde FETÖ soruşturmalarını ve davasını sanki haksızlıkmış çerçevesine oturtmaya çalışan irade... At iziyle kurt izini bilinçli bir şekilde birbirine karıştıran operasyonel eller... Bu sefer de seçim öncesi, gösteriş yapar gibi tahliye düğmesine bastı...

Yargıyı adalet etiğinden kopartarak, delik deşik bir kevgire çeviriyorlar bilinçli olarak... Bu sadece muhakeme usulünü pörsütmekle kalmıyor. Toplumun adalete olan güvencini de hak ile yeksan ediyor. Toplumun geleceği ile iradesi ve düşünce sağlığı ile oynuyorlar...   

***

Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit oluşunun ikinci yıldönümüydü geçen gün... DHKPC’li iki terörist tarafından şakağına mermi dayanmış bir adalet emekçisi olarak ruhumuza kazındı şehit Mehmet Selim Kiraz’ın hatırası... Eşinin ve milyonların gözleri önünde aslında hepimiz de o merminin ucunda onunla birlikte can vermiştik o gün...

Yargının nihai etik hedefi, adalettir. Adalet için şehit düşmüş bir hukuk adamının topluma yüklediği manevi mesuliyet hakkında ne düşünüyoruz? İnfial uyandıran son FETÖ tahliyeleriyle birlikte soruyoruz bu soruyu. Yargıcını koruyamayan Adliye, insanların üzerine tank süren zihniyeti tahliye mi ediyor?

***

Panopticanbir sıkıntı veriyor iç mimarisiyle gerçi. Kasvetli gri yapısıyla ve sesleri uğultu şelalesi gibi çoğaltan ses düzeneğiyle Çağlayan’daki büyük Adliye’den söz ediyorum. Devasa iki adalet perisinin karşıladığı hukuk arayan insanların, dertli karıncalar misali imdat ararcasına sağa sola koşuşturuşları bile, muhakemenin ne kadar hayati bir iş olduğunu düşündürür izleyenlere...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
"Bir dostu uyandırmak..." 28 Mayıs 2023 | 475 Okunma Yeni Türkiye Sağı 24 Mayıs 2023 | 192 Okunma Maskeli balonun maskesiz müdavimleri... 21 Mayıs 2023 | 167 Okunma Bu nefretin bir dibi var mıdır? 17 Mayıs 2023 | 1.079 Okunma Ayasofya'da bir akşam namazı... 14 Mayıs 2023 | 884 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar