AK Parti’nin ağır yükü ve sınavı

CHP ve MHP üzerinden “dizayn mı dönüşüm mü” meselesini tartışırken es geçilen bir mevzu; AK PARTİ’de ne oluyor? Başarılı icraatıyla her zaman pozitif gündemi çerçevelemiş...

CHP ve MHP üzerinden “dizayn mı dönüşüm mü” meselesini tartışırken es geçilen bir mevzu; AK PARTİ’de ne oluyor?

Başarılı icraatıyla her zaman pozitif gündemi çerçevelemiş Binali Yıldırım’ın ailesi üzerinden yıpratılma girişimini takiben... Beştepe ile Çankaya arasında geçtiği abartılı bir şekilde dillendirilen “yol ayrımı” sendromu size de “ne oluyor” sorusunu sordurtmuyor mu...

Siyaset, hele Türkiye gibi hem jeopolitik hem de tarihi birikim bakımından ciddi manada aktif bir özne halindeki ülkede cereyan etmekteyse... Elbette partilerin kendi içlerinde doğal yenilenme, muhasebe ve dönüşüm hareketliliği olacaktır. Hareket ve Zaman arasındaki fıtri ilişki düşünüldüğünde asıl sorunun, siyaseten kıpırtısızlık olacağını da zikredelim...

Ayrıca teslim edelim ki; bu coğrafyanın buluğ dönemi bitmez. Özellikle 100 yıllık hesaplaşma bağlamında bölgemizde yürütülen yeni haritalaştırmalar çerçevesinde, Türkiye’nin kendi içindeki doğal dönüşüm hikayesine eşlik eden, siyasal anlamda dönüştürme projelerine de maruz kaldığını/kalacağını bir köşeye yazalım.

AK Parti özelinde konuşacak olursak, Türkiye merkez sağını kurmuş, halk desteği en geniş yapısıyla, adeta kendi kendisiyle de yarışan bir yapısı var. Kurucu lideri Tayyip Erdoğan, partinin ruhu ve kalbi mesabesinde. Onun tercihi ile bugünün genel başkanlığını yapan Ahmet Davutoğlu, bu hassasiyetin elbette ki bilincinde. Peki son zamanlarda açıktan açığa dillendirilen “iki başlılık” hadisesi nedir? Bu durumun mevcut yönetim sisteminden kaynaklanan kısmı var. Ne parlamanter sistem ne başkanlık diyebileceğimiz, fiili ve tamamlanmamış bir geçitten geçiyoruz. Bunun bir an evvel giderilmesi yasama ve yürüt
me arasındaki kurumsal yetki kesişmesinin, çatışmasının bitirilmesi gerekiyor...

Bu, işin teknik kısmıdır.

Bir de içeriden bakalım, bu koca cüsseyi samimiyetle, inançla, coşkuyla taşıyan tabanın, evin içinden bakalım... Bürokratik çatışmaların, makam, mevki, tayin, terfi işlerinde olmayan, mesela gazeteci olduğu için hemen her konuyu gayet iyi bildiğini düşünen kesimi de geçelim... Uzun yaz günlerinde 50 derece sıcağın altında oruçlu ağzıyla elinde bayrak, pankart saatlerce yürüyen, bekleyen, meydanları doldururken bunu “sadece Allah rızası” için yapan milyonlarca insan... Acaba nasıl bakıyor gündemdeki son “yol ayrımı” konuşmalarına... Evin kızlarından birisi olarak söylüyorum ki; bizim kalbimiz kanıyor bunları işittiğimizde.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
"Bir dostu uyandırmak..." 28 Mayıs 2023 | 473 Okunma Yeni Türkiye Sağı 24 Mayıs 2023 | 192 Okunma Maskeli balonun maskesiz müdavimleri... 21 Mayıs 2023 | 167 Okunma Bu nefretin bir dibi var mıdır? 17 Mayıs 2023 | 1.077 Okunma Ayasofya'da bir akşam namazı... 14 Mayıs 2023 | 884 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar