‘Sürek avına çıkmayacağız’

Başbakan Binali Yıldırım’la dün kahvaltı sohbetinde bir araya geldik. Başbakanlık Konutu’nun bahçesinde hazırlanan masanın etrafında buluştuk. Toplantıda İçişleri Bakanı Efkan Ala ile Milli...

Başbakan Binali Yıldırım’la dün kahvaltı sohbetinde bir araya geldik. Başbakanlık Konutu’nun bahçesinde hazırlanan masanın etrafında buluştuk. Toplantıda İçişleri Bakanı Efkan Ala ile Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Başbakanlık Müsteşarı Fuad Oktay da hazır bulundu.


Darbe girişimi gecesinden bu yana hem acil önlemlerin alınması hem OHAL kararı ile birlikte yaşanan gelişmelerin seyrinin takip edilmesi hem de vatandaşların moral ve motivasyonun yüksek tutulması konusunda göz dolduran bir yönetim sergileyen Başbakan Yıldırım oldukça keyifli ve rahattı.

Kıssadan hisseler ve espriler serpiştirdiği toplantıda, çok kritik açıklamalar yaptı. Son iki kanun hükmünde kararname ile yetki ve sorumlulukları en üst seviyeye çıkan Ala ve Işık’a sık sık takıldı. Işık’a, bakanlığının Genelkurmay’ın bitişindeki yerinin dar geleceğini ima ederek “Artık Ankara’dan yer beğensin” diye takıldı.

Başbakan Yıldırım’ın açıklamaları özetle şöyle:

- BİRKAÇ HAFTADA NORMALE DÖNER: Darbeye karışmış olanların kaçmasının önüne geçmek için aldığımız bir tedbirdir. Yoksa normal kamu personeli işinde gücüne, bu işlere bulaşmamış memurlara yönelik bir tedbir değil. Çok uzun süreceğini zannetmiyorum. Önümüzdeki birkaç hafta içinde işler normale döner. Çalışmalarımıza bağlı.

- DARBECİLERE PABUÇ BIRAKMADIK: Ak Parti iktidarı döneminde mili iradeye hep müdahaleler oldu. 367 icadı, kapatma davası yaşadık. O davadaki 73 kişiden biriyim. Şimdi ölüm listesinde yine ilk sıradayız. Yargı darbesiyle karşı karşıya kaldık. Aslında yargı darbesi FETÖ’nün ilk defa aktif olarak sahneye, su yüzüne çıktığı bir girişimdir. Bu HSYK’nın oluşumuna, mahkeme kararlarına yansıdı ve o andan itibaren yavaş yavaş bu örgüt siyasi iradeye kafa tutacak güce eriştiğini hissettirmeye başladı. Geçmiş dönem darbelerinde anahtarlar teslim ediliyordu; ceket giyiliyor, şapka takılıp tıpış tıpış gidiliyordu. Ak Parti iktidarındaki darbe girişimleri hep püskürtülmüştür. Ne 27 Nisan, ne 17-25 Aralık, ne de şimdiki FETÖ’nün kanlı, silahlı darbe girişimine pabuç bırakmadan dimdik ayaktayız. Dünyanın buna aklı ermez. Bir kez daha darbeciler boylarının ölçüsünü almışlardır. Bu darbe nasıl bastırıldı, özeti bellidir. Başkomutanımız cumhurbaşkanımız çok net bir duruş ortaya koydu, hükümet olarak kararlılığımızı ortaya koyduk, FETÖ darbecileri biz de milleti göreve çağırdık. Sonuç ortada.

- BEYİNSİZLER TORUNUM KADAR İDRAK SAHİBİ DEĞİL: Bakanlar Kurulu toplantısında biraz laflar boğazıma düğümlendi, hakikaten torunuma cevap veremedim. O kadar acze düştüm ki ‘dede bu askerler niye insanlarımızı öldürüyor.’ Bu beyinsizler bu çocuk kadar, bu çocuğun idraki kadar olamadılar. Bunlar beyinlerini, kafalarını kiraya vermiş asker kılığı içindeki teröristlerdir. O kadar büyük zarar verdiler ki ülkeye, asırlık silahlı kuvvetlerimize. Ama milletimiz şunu iyi bilsin. Silahlı kuvvetlerimiz dünyanın en güçlü orduları arasında ilk birkaçı içinde yer alıyor. Avrupa’nın ikinci, dünyanın dördüncü gücüne sahip. İtibarının yok edilmesini asla ve asla tasvip etmeyiz. Asker kılığındaki teröristlerle silahlı kuvvetlerimizi birbirinden ayırt etmemiz lazım.

‘Suçlu-suçsuz ayırt edilecek’

- ADALETLE HAREKET EDECEĞİZ: İntikam duygusuyla değil, adaletle hareket edeceğiz. Darbecilerden hesap soracağız. Şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını soracağız. FETÖ örgütüyle hareket edenlerin tespitinde de kılı kırk yaracağız. Bir sürek avına çıkmayacağız, elimizdeki sağlam verilerle hareket edeceğiz. Yaşla kurunun birlikte yanmasına da asla izin vermeyeceğiz. Bu dönemler karambol dönemleridir. Birbirlerine karın ağrısı olanlar piyasaya çıkar, haksızlığa neden olabilirler. Onun için başbakanlıkta kriz merkezi kurduk, bakanlıklarda kurullar oluşturuldu. Açığa alınanlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. Haksız yere işlem görmüş olanlar olabilir, yoktur diye iddia etmiyoruz. Onun için yeni baştan ele alınacak, suçluyla suçsuz ayırt edilecek.

- ÇOK BÜYÜK BİR REFORM: İkinci KHK’da yarım yamalak bağlı olan jandarma ve sahil güvenlik teşkilatını tam anlamıyla İçişleri’ne bağladık. YAŞ dışına çıktı bunlar. Bu hafife alınabilir ama çok büyük bir reformdur. İçişleri Bakanlığı nerede görev verecekse onun kararını verecek ve uygulamaya geçecek. OHAL değil, süreklilik arz eden bir düzenlemedir.

- İKİ BAKANIMIZIN ÜNİVERSİTESİ OLDU: Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi kurulmasına karar verdik. Bir de polis akademisi var. İki tane üniversitesi oldu aşağı yukarı İçişleri Bakanımızın. Bir tane de Milli Savunma Bakanımızın var.

‘Askeri okullar FETÖ’nün kaynağı’

- MİLLETİN EVLATLARI: Askeri okullar FETÖ’nün kaynağı. Kaynak FETÖ’nün kaynağı değil, milletin evlatları. Alıyorlar beyinleri formatlıyorlar, bu kurumlara gönderiyorlar. Artık buna son veriyoruz. Aziz milletin asil evlatları istediği alanda görev alabilecek. Oyunlarla, soru çalmalarla, sağlık raporu oyunlarıyla, suç isnatlarıyla önleri kesilmeyecek. Çalışan gayret eden istediği yere gelecek.

- 150 YILLIK REFORM TAMAMLANIYOR, BOŞ DURAN BAKANA ZİMMETLEDİK: Bugün (dün) yürürlüğe giren KHK’yı, aslında TSK’nın 150 yıldır yapmaya çalıştığı değişimin, reformun tamamlandığı bir süreç olarak görebiliriz. Tehdit türleri değişti. Siber saldırılar; konvansiyonel saldırıların, tankın, topun bombanın oluşturduğu saldırılardan daha yakın tehdit haline geldi. Silahlı kuvvetlerin kendini yenilemesi lazım. Bunun için asli işine yoğunlaşması gerekiyor. Mevcut yapıda ilgisiz mevzularla da meşgul olmak zorunda kalıyordu. Şimdi enerjisini azaltan bu yapıları silahlı kuvvetlerden ayırdık. Boş duran bir bakanımız vardı ona bu işleri zimmetledik. İşin özeti bu.

- 4’E 10 OLUYOR: Askeri Şura’nın yapısı değişti. Jandarmayı İçişleri’ne bağladık, jandarma komutanı zaten çıkıyor. Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan Yardımcıları, Adalet, Dışişleri, İçişleri bakanı ve MSB ile kuvvet komutanlarından oluşuyor. Sayı olarak 14’ü buluyor. 14’ün 4 tanesi asker, diğerleri sivil. Sekreterya Genelkurmay 2. Başkanı’ndaydı. Şimdi sekreterimiz Milli Savunma Bakanımız. Başbakanın sekreteri de Milli Savunma Bakanı olur. Genelkurmay Başkanı’nın işi, gücü yok da bizim sekreterliğimizi mi yapacak? Büyük yükten kurtarıyoruz herkesi. Genelkurmay Başkanı’nın da Cumhurbaşkanına bağlanması daha doğru olur diye düşünüyoruz. Diğer partilerle görüşüp anayasa bağlamında gündeme getirilebilir.

‘Uzman orduya geçiliyor’

- TAMAMEN PROFESYONEL OLACAK: General sayısı konusunda şunu söyleyebilirim, çok adam çok iş değildir, az iş demektir, süreçlerin yavaşlaması demektir. Silahlı kuvvetler gelişen teknoloji, tehdit türlerine göre yeniden yapılanma hazırlıklarını yapıyordu. Bu yaşadığımız kötü süreçten hayır bir iş doğdu. Bunu hızlandıracaklar, profesyonelleşmeye, asli işlerine daha fazla kafa yoracaklar. Caydırıcılığı, modern, teknolojiyi, bilişimi esas alan bir savunma konseptine geçmiş olacaklar. Mesela jandarmada belirli bir takvim içinde artık silah altına alınmış, vatani hizmetini yapan hiçbir askeri terörle mücadele, asli işinde, güvenlik işinde çalıştırmayacağız. Tamamen profesyonel olacak. Uzman ordu. Kadro ihtiyacı azalıyor, harp okulları kapatılıyor, MSB yeniden yapılandırılıyor, uzman orduya geçiliyor.

- ASKERLİK SÜRESİ KISALABİLİR: Askere alma, silah altına alma işi devam edecek. Vatandaşımızda, gençlerde aidiyet oluşması lazım. Bunun sadece askerlik iklimine alışmak; onun ötesinde bir rolü olmaması lazım. Onu da ayrıca değerlendireceğiz. Şu anda kararını vermiş değiliz. Muhtemelen süreler daha kısalacak, sayı azalacak. Şu anda söz konusu değil ama uzman orduya geçince mecburen böyle bir çıktısı olacak.

‘Fetullah Gülen bu darbenin göbeğinde, merkezindedir’

- 17-25 ARALIK’TA UYANMAYANLAR MASUM DEĞİL: (Bütün kurumlara sızmışlar, siyaset kurumunda yok mu sorusu üzerine masadakileri kastederek) Burada yok, onu da siz arayın bulun. (Ak Partili vekiller içinde hâlâ çocuklarını bunların okullarına gönderenlerin olduğu söyleniyor hatırlatması üzerine) Bu çok müşkül bir meseledir. Ama burada biz ölçüyü şöyle koyuyoruz. 17 - 25 Aralık’tan sonra hâlâ uyanmamış olanları masum kabul etmiyoruz. Ondan sonra artık orası operasyonel bir şey. 17 Aralık bir terör yapılanması olduğunun ortaya çıktığı tarihtir. Ondan sonra bunlara verilen destek hiçbir şekilde masum görülemez ve masum gibi muamele edilemez. Önceden hepimiz destek verdik ama milat 17 Aralık’tır. (Efkan Ala: Gönül ilişkisi olanlar gitti, sadece çıkar ilişkisi olanlar kaldı.)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
24 Haziran sonrasındaki şema 30 Mayıs 2018 | 8.908 Okunma Gençleri hangi parti kazanacak? 26 Mayıs 2018 | 7.560 Okunma Güçlü Meclis, güçlü hükümet 25 Mayıs 2018 | 194 Okunma 1. bölge, 1. sıra büyük sorumluluk 23 Mayıs 2018 | 596 Okunma Liste kulisleri 19 Mayıs 2018 | 8.482 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar