İsrail anlaşmasında ne var, ne yok

Türkiye-İsrail ilişkilerinin kırılma noktalarından biri olacağı anlaşılan açıklama iki hafta önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Türkmenistan’dan dönerken...

Türkiye-İsrail ilişkilerinin kırılma noktalarından biri olacağı anlaşılan açıklama iki hafta önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Türkmenistan’dan dönerken yapıldı.

Erdoğan, “Türkiye-İsrail yakınlaşması bölge için hayati önem taşıyor” dedi. Hemen ardına normalleşmenin üç koşulunu sıraladı:

Mavi Marmara kurbanları için tazminat, özür ve İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukaya son vermesi.

Bu açıklamadan birkaç gün sonra, İsrailli üst düzey yetkililere dayandırılan ve Ankara tarafından da doğrulanan bir anlaşma müzakeresi kamuoyuna yansıdı.

İsrail tarafı, anlaşmanın muhtevasını şöyle yansıttı:

Mavi Marmara kurbanları için 20 milyon dolara çıkan tazminat miktarı, ilişkilerin normalleşmesi ve yeniden karşılıklı büyükelçi atanması, Mavi Marmara vakasıyla ilgili olarak İsrail ordusu mensuplarına yönelik bütün suçlamaları düşüren bir yasanın onaylanması, Hamas’ın faaliyetlerine sınırlama getirilmesi, İstanbul’da olduğu belirtilen Hamas liderlerinden Salih El Aruri’nin sınır dışı edilmesi, nihai anlaşmanın ardından Türkiye’nin İsrail’den doğal gaz ithal etmesi ve İsrail gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihracı konularında işbirliği.

Buna karşın, anlaşmanın çerçevesinin yansıtılması konusunda ketum davranan taraf olan Ankara, Hamas meselesi de dahil birçok başlığın yansıtıldığı gibi anlaşmanın çerçevesinde yer almadığı, özellikle Gazze ablukasının kaldırılması konusundaki hassasiyetin aynı ağırlıkta sürdüğü mesajını duyurdu.

Ankara’da algı alarmı

Geçtiğimiz hafta başı İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu Likud Partisi’nin İsrail Meclis grubuna yaptığı konuşmada Hamas liderlerinden El Aruri’nin Türkiye tarafından sınır dışı edildiğini söyledi. Hamas kaynaklı haberler ise Aruri’nin Türkiye’den aslında birkaç ay önce ve kendi isteğiyle ayrıldığını gösteriyordu.

Konu, Filistin meselesini Kıbrıs gibi milli bir dava olarak gören Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerinin normalleşmesi olunca Ankara yanlış algılanabilecek her bilgi ve iddia konusunda alarmize olmuş durumda.

Rusya krizinin zorlamasıyla İsrail’le yakınlaşma zorunluluğu, hele hele Gazze davasına İsrail doğal gazı gölgesi düşmesi gibi bir algının oluşması Ankara’da tüyleri diken diken ediyor.

Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, “İsrail söz konusuysa anlaşma onaylanmadan, hatta uygulamaya geçtiği görülmeden nokta koymak imkânsız” sözleri de bu hassasiyetin başka bir boyutta yansımasıydı.

Bu noktada, Türkiye-İsrail arasında sona yaklaştığı belirtilen anlaşmaya ilişkin olarak sohbet ettiğimiz bir hükümet yetkilisinin yaptığı kritik bazı değerlendirmeleri kısa başlıklar halinde paylaşmak istiyorum.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
24 Haziran sonrasındaki şema 30 Mayıs 2018 | 8.908 Okunma Gençleri hangi parti kazanacak? 26 Mayıs 2018 | 7.560 Okunma Güçlü Meclis, güçlü hükümet 25 Mayıs 2018 | 196 Okunma 1. bölge, 1. sıra büyük sorumluluk 23 Mayıs 2018 | 599 Okunma Liste kulisleri 19 Mayıs 2018 | 8.483 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar