Diyanet İşleri Başkanı’ndan not ettiklerim

Önceki gece TRT’nin ortak yayınında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez’le birlikteydik. Son dönemde yeniden tartışmaların odağında yer alan Görmez’e sorular yönelttik. 2010...

Önceki gece TRT’nin ortak yayınında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez’le birlikteydik.

Son dönemde yeniden tartışmaların odağında yer alan Görmez’e sorular yönelttik.

2010 yılının kasım ayından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığı görevini yürüten Görmez, bu koltuğa oturan 17. isim. 

Diyanet İşleri Başkanı, son haftalarda üç konu üzerinden gündemde.


Çok üzgün

Bunlardan birincisi, bir babanın kızına duyduğu şehvet hissinin sonuçları bağlamında Diyanet’in fetva hattına yöneltilen soruya verilen yanıt.

En kaba özetiyle, ensesti meşrulaştırdığı iddia edilen yanıtın ardından doğal olarak kıyamet koptu.

İkinci mesele, Görmez’in Aleviliğe dönük son açıklaması. Bu açıklamada kullandığı, “kırmızı çizgi” ifadesinin aurasıyla Alevi kesimde oluşan tepki.

Üçüncüsü, sekülerizmin dinlerden kaynaklanan şiddeti de geride bırakarak dünyayı topyekun bir savaşın içine soktuğu yolundaki değerlendirmesi.

Sonda söyleyeceğimi baştan paylaşayım; Başkan Görmez çok üzgün, hatta adeta isyan halinde.

Bulunduğu görevin niteliği ve ağırlığı nedeniyle bu isyanını kendi üslubu içinde izah etmeye çalışıyor.

Ancak özellikle fetva meselesinde hedef alınma zamanlaması ve tarzı konusunda büyük bir infial yaşadığı açık. Yayın sırasında bu konuya ilişkin açıklamalarını yaparken bir an susan Görmez’in gözlerinin nasıl dolduğuna tanıklık ettik. 

Görmez, kendisi ve başkanlık üzerinden yapılan tartışmaları hem zamanlaması hem de amacı itibarıyla manidar buluyor.

Hudutlarını aşan, ölçüsüz ve haysiyet cellatlığına dönüşen bir saldırının hedefinde olduğunu düşünüyor.


Pragmatist din okuması

Görmez, program boyunca IŞİD terörü, cemevlerine statü ve fetva konularında önemli açıklamalar yaptı.

IŞİD değerlendirmesinde, “Camilerimizde verdiğimiz hutbelerde, yaptığımız konuşmalarda daima bu ateşi söndürecek sözler söylememiz gerekiyor” derken, bir metodolojiye dayanmayan, metin merkezli, pragmatist, faydacı ve akıldan uzak din okumasını eleştirdi.

Türkiye’den IŞİD saflarına katılımın az olduğunu kaydederken, “Bunu hem tarihte burada inşa ettiğimiz hem de bizim akılla vahiyi birleştiren, dünya ile ahireti birleştiren kapsamlı din anlayışımıza bağlıyorum” dedi.

Din İşleri Yüksek Kurulu’nun, dini referansların insanları şiddete yönelten nedenler bağlamında gerekçelendirilmesine ilişkin önemli bir raporu tamamladığını, yakında Türk ve dünya kamuoyuyla paylaşılacağını açıkladı. 

Başkanlığın, cami içindeki dil ve Kuran kursları müfredatını bu açıdan gözden geçirdiğini, yoğunlaşan bazı illerde ailelerin ziyaret edildiğini, cami içi ve dışında programlar düzenlendiğini anlattı. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
24 Haziran sonrasındaki şema 30 Mayıs 2018 | 8.908 Okunma Gençleri hangi parti kazanacak? 26 Mayıs 2018 | 7.560 Okunma Güçlü Meclis, güçlü hükümet 25 Mayıs 2018 | 196 Okunma 1. bölge, 1. sıra büyük sorumluluk 23 Mayıs 2018 | 599 Okunma Liste kulisleri 19 Mayıs 2018 | 8.483 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar