Zarafetin ölümü

21’inci yüzyıl Türkiye’de “zarafetin öldüğü yüzyıl” olarak anılabilir. Gerek siyasette gerekse kamusal alanda, özellikle gazetecilerin birbiriyle tartışırken kullandığı lisana...

21’inci yüzyıl Türkiye’de “zarafetin öldüğü yüzyıl” olarak anılabilir.

Gerek siyasette gerekse kamusal alanda, özellikle gazetecilerin birbiriyle tartışırken kullandığı lisana bakarsanız Türkiye’nin gittikçe kabalaştığını görebilirsiniz.

Öyle abartılı zarif olma çabalarından, aristokratvari havalar takınılmasından filan bahsetmiyorum.

Burada söz konusu olan, insani ilişkilerimizde, hayatımızda asgari medeni düzeyi tutturma çabası.

Hangi bağlamda kullanılırsa kullanılsın zarif olabilmesi imkânsız olan “önüne yatmak” kavramının da bir şekilde hayatımıza sokulmasıyla bir anlamda kabalıkta zirve yapmış olduk.

Bu tabii ki cehaletle bağlantılı, ama sadece bununla açıklanabilecek bir şey de değil.

Kaba, yıkıcı olmanın neredeyse başarıyla özdeşleştirildiği, bir şeyleri başarmak için yeteneğin aranmadığı, taraf olundu- ğunda insanların ödüllendirildiği toplumlarda kültürel çöküntü yaşanır; bunun da bireylerde yansıması zarafetin ölümüdür.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Seçim sonucu neden böyle oldu? 12 Mayıs 2023 | 274 Okunma Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları 08 Mayıs 2023 | 264 Okunma Alevi tartışması 05 Mayıs 2023 | 249 Okunma Dün bu yazıyı yazarken... 01 Mayıs 2023 | 165 Okunma Mea Culpa 28 Nisan 2023 | 152 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar