“Atatürkçülük” Dedikleri… Koskoca Bir Yalan mı?

Atatürk, hatadan münezzeh bir kul olarak anlatılırdı. Acayip masallar işitirdik büyüklerimizden; Beyaz bir ata binip Ankara sokaklarını dolaşırmış, “Benim milletim ne yapar, ne eder?” diye tarassut için....

Atatürk, hatadan münezzeh bir kul olarak anlatılırdı. Acayip masallar işitirdik büyüklerimizden; Beyaz bir ata binip Ankara sokaklarını dolaşırmış, “Benim milletim ne yapar, ne eder?” diye tarassut için. Yıllar geçti; düşünmeye, araştırmaya başladık. Bir tarafta Atatürk'ü tabulaştıranlar vardı öbür tarafta da bütün kötülüklerin müsebbibi olarak gösterenler. Atatürk iki uç tarif arasında gidip geliyordu… Biz, araştırarak, beynimizi yorarak ve elimizi vicdanımıza koyarak şuna karar verdik: Osmanlı terbiyesi almış Atatürk, birçok şeyi şartların dayatmasıyla yaptı. İmkânları kullandı. O şartlar altında Osmanlı'nın devam ettirilemeyeceğini düşünüyordu. İsmet İnönü'nün daha sonra düdüklü tencere fabrikasına dönüştüreceği uçak fabrikasını bile o şartlar altında hayata geçirebilen bir Lider olarak, ülkenin ve ülke insanın ayakları üstünde durabilmesini sağlamaya matuf adımlar attı. Bu adımları fark etmekte haliyle gecikmeyen ‘dış güçler', “Vay, demek öyle!” dedi. Talimatı verdi. Atatürk'ün etrafı çevrildi. Hızla hastalığa sürüklendi. Ve Atatürk ülke düşmanı dış güçler tarafından katledildi!..

13 Kasım 2013'te şüpheli bir şekilde vefat eden Merhum Aytunç Altındal'ın son röportajında ifade ettiği gibi, “Saltanata kesinlikle karşıyız, hilafeti savunacağız!” diyor Atatürk. Nutuk'tan da şöyle bir bölüm aktarıyor Merhum Altındal: “Dünyada halkı Müslüman olan üç tane devlet var; Türkiye, Afganistan ve İran. İleride bu sayı 40'a, 50'ye çıkarsa bu ülkeler bir araya gelirler, kendi aralarında beş ülkeyi seçerler…  Bu beş ülkenin millet meclisleri rotasyon usulüyle hilafeti temsil eder!” Atatürk'ün kafasında Türkiye'nin İslam Âlemi'ne (yeniden) liderlik etmesi vardı. Ömrü vefa etmedi. İzin vermediler!.. Atatürk sevabıyla, günahıyla bu ülkenin bir değeri. Büyük resme baktığımda, O'nun şartların gereğini yerine getiren bir Lider olduğunu, elindeki imkanlar çerçevesinde hareket ettiğini, Merhum Sultan Vahdettin Han'ın verdiği görevi (“eksikleri” ile “yanlışları” ile) yerine getirmeye çalıştığını görüyorum. Ve… İşte… Bugünkü hal; Atatürk'ün kurduğu partinin, CHP'nin Genel Başkanlık koltuğunda Kemal Kılıçdaroğlu'nun oturmasından, "Atatürkçüyüm" diyenlerin rahatsızlık duyup duymadıklarını merak ediyorum.

ATATÜRK'ÜN KOLTUĞUNDA OTURAN GENEL BAŞKAN!

Ne hazin bir durumdur; Kemal Kılıçdaroğlu,  Atatürk'ün koltuğunda oturan genel Başkan! Türkiye düşmanı “batılı”  gazeteler aracılığı ile “küresel güçlere” Türkiye'ye müdahale çağrısında bulunuyor!.. Bir “Diktatör” var!..Mış!.. Kendisine, ailesine, bütün değerlerine en ağır hakaretlere maruz kalan, en büyük iftiralara hedef olan bir “Diktatör!” Recep Tayyip Erdoğan'ı… Bu ülke insanının aziz tercihleriyle Cumhurumuzun başına gelen ilk doğrudan seçilmiş Devlet Başkanı'nı… Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alıyor!.. Hedef gösteriyor!.. Ve “dış dünyayı” Türkiye'ye müdahaleye çağırıyor!.. “Adalet Yürüyüşü'nün amacı da buymuş… Diyor ki;  “Yalnız değiliz. Dünya, aşırılık yanlısı, liberal olmayan popülistlerin ve diktatörlerin yükseldiğini görüyor. Diktatörler birbirlerinden öğreniyorlar. Demokrasilere karşı birlikte komplo kuruyorlar. Ülkelerini mahvettiler ve halklarını yurt dışına sığınmaya zorladılar. Liberal demokratlar nasıl tepki vermeli? Yürüyüşümüz, rejimin kurbanlarının bir çoğunu barındıran İstanbul'daki cezaevinin kapılarında sona erecek. Ancak umarız adalet için yeni bir toplumsal hareket, Türkiye sınırlarının ötesinde yankı bulacak bir hareket başlatacaktır.” Çağrı? İktidarı oylarıyla belirleyen Aziz Milletimiz'e değil… Çağrı… “Türkiye Sınırlarının Ötesi'ne! Öncelikle, FETÖ darbecilerini ülkesinde himaye eden  ABD'ye!.. Terör örgütü PKK'ya desteğini her fırsatta ifade etmekten çekinmeyen ABD'ye. FETÖ-PKK ittifakına hamilik yapan AB'ye… Türkiye,  İsrail'in piyonu PKK-PYD-YPG terör örgütüne karşı “bitirici harekâta” hazırlanırken… Kemal Kılıçdaroğlu, “Milletimizden alamadığı” desteği Türkiye'ye karşı birleşmiş şer odaklarından mı istiyor?.. Türkiye'nin FETÖ darbe girişimine karşı verdiği mücadeleyi “Darbe”; Türkiye'nin nice şehit, nice gazinin fedakarlıkları ile kurtulabildiği menfur kalkışmayı da “Kontrollü Darbe” olarak nitelendiriyor!..   Bütün bunlar, Atatürkçüyüm diyen vatandaşlarımızı ne kadar ilgilendiriyor acaba? Onlar… Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Sırtımızı PKK'ya dayadık” diyen "zihniyetle"  kolkola yürümesine nasıl oluyor da karşı çıkmıyorlar? Atatürk yaşasaydı Kemal Kılıçdaroğlu gibi mi yapardı? Atatürk yaşasıydı, “batı medyası” aracılığı ile Türkiye'ye müdahale edilmesini mi talep ederdi? Bugün… Herkes için sınav günü. Özellikle de “Atatürkçüyüm” diyenler için!.. Benim bildiğim Atatürk, Kemal Kılıçdaroğlu'nu, Pensilvanya'ya kovardı!..

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hilm 24 Şubat 2019 | 3.856 Okunma Yerel seçimler, ittifaklar, ev hanımları ve esnaflar… 14 Aralık 2018 | 9.069 Okunma Hadi gel “özümüze” geri dönelim!.. 02 Eylül 2018 | 8.411 Okunma  'Bize Madik Attılar!' 31 Ağustos 2018 | 7.774 Okunma Piknik Alanları Niçin Kirli?.. 28 Ağustos 2018 | 7.487 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar