Bilim ve teknoloji: Atlantik mi, Avrasya mı?

Gorbaçov, Sovyetler Birliği’ni “bilimsel teknolojik devrimde kapitalizmi galip, sosyalizmi mağlup” ilan ederek, “hakem kararı”yla dağıtmıştı. Sovyetler Birliği dağılırken, aynı küresel...

Gorbaçov, Sovyetler Birliği’ni “bilimsel teknolojik devrimde kapitalizmi galip, sosyalizmi mağlup” ilan ederek, “hakem kararı”yla dağıtmıştı. Sovyetler Birliği dağılırken, aynı küresel tehditlerle karşı karşıya kalan Çin Halk Cumhuriyeti, sosyalizmde ısrar etmesi ve devrimin temel gücü olarak “millet”i yeniden keşfetmesi sayesinde bugün “Çin mucizesi” olarak adlandırılan kalkınma atağını gerçekleştirdi. Çin’in bilim ve teknoloji alanında gerçekleştirdiği atılım, Trump’ın Aralık 2018’de ilan ettiği ABD Güvenlik Stratejisi’nde Amerika’nın “dünya liderliği”ni tehdit eden en önemli unsurlar arasında sayıldı.

BİLİM, TEKNOLOJİ VE YENİLİKÇİLİK

Bilim, gerçekliğe ilişkin sistemli ve genel bilgilerimizden oluşur. Teknoloji, bilimsel bilginin üretici güce dönüştürülmesinin düzeneklerini tasarlar. Yenilik (inovasyon), görece küçük dokunuşlarla teknoloji ürünlerinin piyasadaki rekabet gücünü arttırmanın aracıdır. Her üç etkinlik türü de kendi içinde önemli bir işleve sahiptir. Neoliberalizm, bu üç alan arasındaki ilişkiyi çarpıtmıştır. Bilimi bir kamu değeri olmaktan çıkarıp bütünüyle özel bir mala dönüştürerek, yenilikçiliği teknolojik gelişmenin, teknolojiyi de bilimin önüne koşmuştur. Buna göre “makbul bilgi”, hemen para getiren ya da hemen kullanılabilecek askeri veya siyasal güce dönüşen bilgi haline gelmiştir. Bilimsel bilgi üretimi, piyasa güçlerinin yönlendirmesine terk edilmiştir. Yenilikçilik teknolojinin önüne geçerken, bilim sipariş üstüne tekil bilgi üreten bir etkinliğe indirgenmiştir. Çünkü işler piyasaya bırakılınca, hiç kimse, maddi getirisi görece daha uzun erimde ortaya çıkması olası bilgilerin “depolanma” giderlerini üstlenmeye yanaşmamaktadır.

BİLİMİN TEKİLLEŞTİRİLMESİ

Bilimsel bilgi temelli olmayan herhangi bir teknolojik gelişme, günümüzde artık olanaksız hale gelmiştir. Öte yandan, içinde yaşadığımız dönemde gerçekleştirilen teknolojik ilerlemelerin dayandığı temel bilimsel kuramların hemen hemen hepsinin oluşumu, 20. yüzyılın ilk yarısında tamamlanmıştır. Son 60-70 yıldır, bilimsel araştırıcı ve bilimsel dergilerde yayımlanan araştırma sayısının çok büyük bir hızla artmasına karşın, hiçbir bilim dalında yeni bir çığır açan kuramsal bir atılım gerçekleşmemiştir. Yapılan iş, bilimsel bilgilerin teknolojik hasadı niteliğindedir. Bu hasadın gerçekleşmesinde kuşkusuz yeni, ama tekil nitelikte bilimsel bulgulara da gereksinim duyulmaktadır. Bugün Atlantik Sistemi’nde bilime damgasını vuran, tekilliktir.

YENİ ORTA ÇAĞ

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli demokratik devlet ve kalkınma (1) 16 Nisan 2022 | 76 Okunma Üniversite yönetimi sorunu 09 Mart 2021 | 26 Okunma Moskova’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika Planı-2 08 Ekim 2019 | 201 Okunma Moskova’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika Planı-1 01 Ekim 2019 | 416 Okunma Bilinç ve sahte bilinç 17 Eylül 2019 | 64 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar