Köy tatili-1

Serbest ekonomiye geçiş yapıldığı 1980’li yıllarda, Özal politikaları ile hayatımıza dahil olan tatil anlayışı, pek çok alanda köklü değişimler yaşanmasına sebep oldu. 1980...

Serbest ekonomiye geçiş yapıldığı 1980’li yıllarda, Özal politikaları ile hayatımıza dahil olan tatil anlayışı, pek çok alanda köklü değişimler yaşanmasına sebep oldu. 1980 öncesi zamanlarda tatile gitmek burjuvaya has bir tavırken; hafta sonları ile birleştirilip 10 güne çıkartılan bayram tatilleri ile birlikte tabana yayıldı, muhafazakarlar da soluğu tatil mekanlarında almaya başladı. Tatil harcamalarını taksitlendirip yıl boyu ödemeyi göze alarak. Köye, memlekete, baba ocağına gitmenin, akrabaları ziyaret etmenin masrafı yol parasından ibaretken; tatil olarak adlandırılan zamanı, tüketimin pençesinden kurtarıp üretime çevirmek mümkündü.

Tatilden dinlenerek değil; büyük bir yorgunlukla dönülür, memleketten ise hafiflemiş, arınmış, görevini yerine getirmiş olmanın verdiği iç huzuru ve dinginlikle.

Ahir ömrümde bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda tatile gitmişliğim vardır. Her tatil dönüşü çeşitli sebeplerden yaşadığım gönül yorgunluğunu atlatmam uzun zaman aldı. Halbuki çocuk yaşlardan itibaren yaz aylarını geçirdiğim köyden, her seferinde, yeni bir şeyler öğrenerek, tazelenmiş olarak dönerim.

Çocuktum… İlkokuldaydım... Tatil demek; haziran ayının gelmesi ile birlikte köye gitmek demekti. Heyecandan içim içime sığmaz geriye doğru saymaya günler öncesinden başlardım. Köye giderken aldığımız lastik ayakkabıları giymek için sabırsızlanırdım. İki hafta sonra okul ayakkabılarımı giymek isteyeceğimi, annemin izin vermeyeceğini ezbere bilmeme rağmen.

İstanbul’daki evden çıkıp köye ulaşmak uzun, uzun olduğu kadar da meşakkatli bir yolculuktu, ama annem köye ulaştığımız gibi çalışmaya başlardı. Çünkü annem için hayat çalışmaktan ibaretti. Hiç şikayet etmeden, yoruldum demeden, elinden gelenin en iyisini yapmaya çabalamak demekti. Boş duranı Allah sevmez derdi; insan ancak bir başka işte çalışarak dinlenir derdi.

Bir yıldır kapısı kapalı evi temizlemekle başlardık çalışmaya. Sıcak yaz günlerinde, serinliği ile insana huzur veren toprak evimizin her köşesinde emeğimiz vardı. Kerpiç kesmek, kesilen kerpiçleri eve taşımak, avluda karılan harcı yukarı taşımak gibi pek çok işi, annem, abimle bana yaptırırdı. Bir taraftan çalışır bir taraftan da eve asansör olmadı bir vinç sistemi kurmayı hayal ederdim.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başkasının ölümü 11 Ocak 2018 | 270 Okunma Geleceğe ne kadar hazırız? 07 Ocak 2018 | 104 Okunma Zihin körleşmesi 21 Aralık 2017 | 190 Okunma Diziler yerli mi? Tartışılır ama yersiz uzun! 17 Aralık 2017 | 177 Okunma Hikâye açığı 14 Aralık 2017 | 163 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar