Deniz tükendi

Romantik komedi ve melodram türlerinde seyircinin doyum noktasına ulaştığı kabul edildi ama ya tutarsa yaklaşımıyla Güney Kore uyarlamaları ekrana gelmeye devam ediyor. Gençlerin tercih ettiği tür olarak öne...

Romantik komedi ve melodram türlerinde seyircinin doyum noktasına ulaştığı kabul edildi ama ya tutarsa yaklaşımıyla Güney Kore uyarlamaları ekrana gelmeye devam ediyor. Gençlerin tercih ettiği tür olarak öne çıkan romantik komedide kimyası uyumlu çiftlerin bir araya getirilmesi yeterli. Çünkü romantik komedi demek hiçbir gelişim yaşanmayan, derinleşmeyen hikaye demek! Kavuştu kavuşamadı, aşkını itiraf etti edemedi, geceye damga vuran sahne haberleri eşliğinde “köşelerde” bu tarz dizilere övgüler dizildiğini gördükçe, ne yaş ortalaması düşük seyircilere ne de tek amaçları reyting almak olan televizyon kanalı yöneticilerine söylenecek söz kalıyor.

Bu yaz da değişen bir şey olmadı. Aynı formülasyon etrafında şekillenen romantik komedilerde yine erkekler zengin kızlar fakirdi. Kiralık Aşk’la başlayan kişisel asistan trendi Ateşböceği ve Dolunay’da özel şoförlük ve özel aşçılık olarak değişime uğradı. Her iki dizide de hikaye yalanlar ve sırlar üzerine inşa edildi. Ateşböceği’nde avukat Barış kazayı yapan kişinin kuzeni olduğunu saklıyor Aslı’dan. Dolunay’da ise Nazlı kız kardeşi Asuman’ın hatalarını örtbas ettiği için Ferit’le arasına yalanlar ve sırlar giriyor.

İki Yalancı ise adından da anlaşılacağı üzere her iki tarafın da yalan söylemesi üzerine inşa ediyor hikayesini. Zengin sevgili arayışındaki iki çulsuz, tatil yöresinde birbirlerine sevdalanırken yalanlar havada uçuşuyor. Çok yalan tez ayrılık getiriyor, yaz sonu gerçek dünyaya dönüp yalanlarına sarılarak hayatlarına devam ediyorlar. Eş zamanlı bir şekilde, (tesadüfe bakın ki) aynı aileye mensup abi kardeşle tanışıp zengin sevgili hayallerine kavuştukları anda birbirlerini sevdiklerini fark ediyorlar, ama inatlaşma yüzünden geciken itiraf yalanlar zincirine yeni halkalar ekliyor.

Yalan, senaryoların vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Nedeni sorgulandığında seyirci böyle senaryoları tercih ediyor cevabı veriliyor ama yalanı bol senaryo yazmak dünyanın en kolay işi.

Bir dönem evlilik dışı hamilelik teması revaçtaydı. Devamında gayri meşru çocuklar büyüdü ve kendilerine söylenen yalanın, esirgenen hayatın intikamını almaya yemin etti. Geçen yıl Babam ve Ailesi’nde, babasının resmi ailesini sosyal medya aracılığıyla takip eden Kadir’in hikayesiyle gayri meşru çocuklar hangi şartlar altında büyür, psikolojileri nasıl etkilenir sorularına giriş yapılmıştı. Yapımcılar ve senaristler aynı temalardan yola çıkarak hikaye türetmeye devam ediyor. Rüya; zengin Bulut ile fakir Elif’in aşkı gibi başlasa da, hikaye, hayatının gerçeğini yıllar sonra öğrenen Alaz üzerinden şekilleniyor. Biraz Babam ve Ailesi, biraz Ömre Bedel, ortaya karışık bir Rüya.

Rüya; tasarımcı olmayı hayal eden mağaza satış elemanı Elif ile tekstil veliahtı Bulut’un büyük aşkını merkeze alarak yaptı açılışı. İlk görüşte aşk denemeyecek kadar zorlama bir karşılaşma idi. Elif ile Bulut’un performansı ile sıradan bir aşk hikayesi bile olmayacağı anlaşıldığından ikilinin etrafı kötülerle kuşatılmıştı. Elif, üvey anne Gülendam’ın elinde işkence çeken külkedisi. Annesinin bırakıp gittiğini zannediyor ama baba Gülendam aşkına karısını öldürüp ortadan kaldırmış. Gülendam’ın ben aşık olduğum Faysal’ı istiyorum, benim için karısını öldüren adamı istiyorum sözleri niye yazılır, neye hizmet etmesi beklenir anlamak gerçekten çok zor. Reailiti şovları baz alıp, olmayan bir şeyi değil ülke gerçeğini yazıyoruz diyenlere peşinen söylemek isterim ki, meseleyi senaryoya dahil etme şekliniz hadiseyi meşrulaştırmaya sıradanlaştırmaya hizmet ediyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başkasının ölümü 11 Ocak 2018 | 270 Okunma Geleceğe ne kadar hazırız? 07 Ocak 2018 | 106 Okunma Zihin körleşmesi 21 Aralık 2017 | 190 Okunma Diziler yerli mi? Tartışılır ama yersiz uzun! 17 Aralık 2017 | 180 Okunma Hikâye açığı 14 Aralık 2017 | 163 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar