Türkiye ile ABD hem müttefik hem hasım nasıl olunur?

Fırat Nehri, tarih boyunca nice uygarlıklara, irili ufaklı devletlere, onların aralarındaki gerilimlere, savaşlara tanıklık etti. Ancak iki kıyısında bugünlerde yaşanan paradoksun bir benzerine muhtemelen hiç tanık...

Fırat Nehri, tarih boyunca nice uygarlıklara, irili ufaklı devletlere, onların aralarındaki gerilimlere, savaşlara tanıklık etti. Ancak iki kıyısında bugünlerde yaşanan paradoksun bir benzerine muhtemelen hiç tanık olmamıştı.

Yanıtı çok zor bir matematik problemi gibi görünen, kimin kiminle dost, kimin kiminle çatışma halinde olduğunu bir matriks içinde gösterebilmenin imkânsızlaştığı, müttefiklikle hasımlığı ayıran sınırın kaybolduğu, son derece karmaşık bir durumdan söz ediyoruz. 

Yaşanan bu jeopolitik bilmecenin merkezinde Fırat’ın Türkiye’den Suriye topraklarına girip, oradan güneye doğru uzandığı noktadaki Cerablus ile 30 kilometre kadar güneybatısında bulunan Menbiç yerleşimi arasındaki eksen yer alıyor.

Aynı aktörler, yani Türkiye ve ABD, Fırat’ın doğusu ve batısında birbirine zıt iki ayrı gerçekliğin özneleri olarak karşımıza çıkıyor.

Bu karşıtlığı şöyle açıklamaya çalışalım. Öncelikle NATO ittifakının iki üyesi söz konusu. Müttefik oldukları için birbirlerinin savunmasına yardımcı olacakları hususunda taahhüt altına girmiş iki ülke. Buna karşılık, ciddi bir çatışmanın da içindeler. Sonuçta aynı coğrafyada hem işbirliği yapıyorlar, hem de kıyasıya bir bilek güreşi halinde birbirlerini geriletmeye çalışıyorlar.

Önce Fırat’ın batısına bakalım. Türk ve ABD askerleri, nehrin batı yakasında bulunan Menbiç’in civarında önceki gün itibarıyla ortak devriye faaliyeti gerçekleştiriyorlar. Aynı konvoyda yol alan bazıları Türk, bazıları ABD bayrağı asılı zırhlı araçlar bir amaç birliği içinde hareket ediyor.

Devriye görevi şimdilik Menbiç’te YPG’nin de bulunduğu bölge ile Türkiye’nin kontrolündeki bölgeyi ayıran sınıra yakın alanlarda yürütülüyor. Gecikmeli de olsa iki ülke askerlerinin aralarında işbirliğini başlatmış olmaları Türkiye-ABD ilişkileri açısından olumlu bir gelişmeye işaret ediyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
31 Mart yerel seçim analizi (8) Seçim sonuçlarının İYİ Parti cephesindeki muhasebesi 25 Nisan 2024 | 371 Okunma 31 MART YEREL SEÇİM ANALİZİ (7)... CHP’nin Ege’deki rüzgârı İzmir’de hız kesince 24 Nisan 2024 | 459 Okunma Yerel seçim analizi (6) DEM Parti’nin İstanbul’da yaşadığı sert düşüşün arkasındaki dinamikler 23 Nisan 2024 | 347 Okunma 31 Mart Yerel Seçimi analizi (5) Güneydoğu’daki seçim sonuçları bize ne anlatıyor? 18 Nisan 2024 | 1.136 Okunma 31 MART YEREL SEÇİMİ ANALİZİ (4) Katılım oranı düşüklüğünün gerisindeki dikkat çekici yönelişler 17 Nisan 2024 | 743 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar