Bedri Rahmi’nin kayıp mozaiklerinin esrarı nasıl çözüldü?
Hürriyet yazarı Sedat Ergin bu hafta 'Bedri Rahmi’nin kayıp mozaiklerinin esrarı nasıl çözüldü?' başlıklı yazısını kaleme aldı.
Türkiye’yi Büyükelçi olarak Portekiz, KKTC ve İsveç’te temsil etmiş olan emekli diplomat Kaya Türkmen’in “Devlet Terbiyesi” başlıklı hatıratını okurken karşıma sürpriz bir şekilde ünlü şair ve ressamımız Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun büyük bir sanat eserinin başına gelen bir felaketin öyküsüyle karşılaştım.
Kaya Türkmen’in anlattığı hadise, bir sanat eserinin Türkiye’de nasıl bir hoyratlığa, saygısızlığa maruz kalabileceğini göstermesi bakımından çok çarpıcı.
*
Hikâyeyi anlatmak için önce biraz geçmişe uzanmamız gerekiyor. Kaya Türkmen’in kendisi gibi diplomat olan babası 1950’li yılların ikinci yarısında yılında Brüksel’de görevlidir ve 1958 yılında düzenlenen, o tarihte Resmi Gazete’deki tanımıyla “Cinahşumul ve Milletlerarası Brüksel Sergisi”nde Türkiye’nin temsilinde kilit bir rol oynar. Türk Pavyonu’nun Genel Komiseri Munis Faik Ozansoy’un yardımcısı olarak görevlendirilmiştir.
Bu fuarın 1967’den itibaren bugünkü adıyla “EXPO”ya dönüştüğünü hatırlatalım. O dönemde de her ülke Brüksel’deki fuarı kendi vitrini olarak kullanmak çabasındadır. Örneğin, Amerikalılar demokrasi temasını işleyen bir pavyonla katılırlar ve Coca Cola’yı da sembollerden biri olarak kullanırlar. Sovyetler Birliği’nin pavyonunda 1957’de uzaya fırlattıkları Sputnik uydusunun bir maketi ön plana çıkar.