ABD’nin PKK/YPG’ye desteği ve Suriye’deki DEAŞ’lı tutuklular meselesi

Hürriyet yazarı Sedat Ergin bu hafta 'ABD’nin PKK/YPG’ye desteği ve Suriye’deki DEAŞ’lı tutuklular meselesi' başlıklı yazısını kaleme aldı.

DIŞİŞLERİ Bakanı Hakan Fidan ile ABD’li mevkidaşı Antony Blinken arasında geçen cuma günü Washington’da gerçekleştirilen Stratejik Mekanizma toplantısından sonra yapılan açıklamada en çok dikkatimi çeken noktalardan biri Suriye’deki DEAŞ bağlantılı tutukluların durumuna yapılan vurguydu.

Açıklamaya göre, görüşmeler sırasında tarafların “önemini yineledikleri” bir başlık, “DEAŞ bağlantılı tutukluların ve Suriye’nin kuzeydoğusunda yerlerinden edilmiş kişilerin rehabilite edilebilecekleri ve kendi toplumlarına yeniden entegre edilebilecekleri, gerektiği şekilde adalete teslim edilebilecekleri menşe ülkelerine geri gönderilmeleri” konusu oldu.

Dikkatime takılmasının nedenlerinden biri, bu açıklamadaki ifadelere çok benzer bir içeriğin, ABD’nin Ortadoğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı’nın (Central Command) başındaki komutan Orgeneral Michael Erik Kurilla’nın geçenlerde Kuzey Suriye’de bu kişilerin alıkondukları kampları ziyaretinden sonra yapılan açıklamada da karşıma çıkmış olmasıydı.

Orgeneral Kurilla, 28-29 Şubat tarihleri arasında Suriye’ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında kuzeyde Irak sınırına yakın bir bölgede Haseke civarında bulunan el Hol ve ayrıca bu mekânın Irak sınırına doğru doğusunda kalan el Roj kamplarını da ziyaret etmişti.

Yapılan açıklamada, Orgeneral Kurilla’nın bu kampları ziyareti sırasında, DEAŞ’lı tutuklular ve yerlerinden olmuş kişilerin “geri gönderilmeleri, rehabilite edilmeleri ve (toplumlarına) yeniden entegre edilmeleri” konusunu görüştüğü belirtilmişti.

Büyük ölçüde aynı ya da birbirine yakın sözcüklerle ifade edilmiş bir konunun hem ABD Merkezi Komutanlık bildirisi hem de Türkiye-ABD Dışişleri Bakanları ortak açıklamasında vurgulanmış olmasını kayda geçirmek gerekiyor.

Gözlenen örtüşme, konunun Türkiye ile ABD’nin gündeminde yukarıya doğru çıktığını gösteriyor olmalıdır.

 *

Buradaki mesele, ABD’nin 2014 ve sonrasında Irak ve Suriye’de uluslararası koalisyonla birlikte DEAŞ’a karşı yürüttüğü mücadele sırasında yakalanan militanlar ve ayrıca bu çatışmalar sırasında yerlerinden olan Iraklılar ve Suriyelilerin alıkondukları iki kampın durumudur. Bu kalabalık iki kamp dışında özellikle DEAŞ’lı militanların tutulduğu irili ufaklı, çoğu derme çatma durumda olan cezaevleri de bulunuyor.

Yakalanan DEAŞ’lıların hatırı sayılı bir bölümü, yabancı ülkelerden bu örgütün saflarında savaşmak üzere Suriye ve Irak’a gelmiş olan köktendincilerdir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Öcalan yeniden denkleme girebilir mi? 25 Ekim 2024 | 15 Okunma AİHM’nin Öcalan için 10 yıl önce bugüne dönük öngördüğü düzenleme 24 Ekim 2024 | 549 Okunma Fetullah Gülen’in ölümü ve kötülüğün muhasebesini yapmak 23 Ekim 2024 | 382 Okunma Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan Prof. Acemoğlu’na kulak verirsek... 19 Ekim 2024 | 310 Okunma Başbakan Scholz yarın İstanbul’da... Almanya ile diyalogda bazı açılım işaretleri 18 Ekim 2024 | 364 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar