Ergen emeklilik!..
Ben, müfredatın hayatla ilişkilendirilmediği bir lisede okudum. Ne işe yarayacağını bilmediğim bilgileri zihnimde istifleyerek son sınıfa geldim.
Üniversite sınavıyla ilgili hedeflerim “Bir okula kapağı atmak” mesafesinden öteye gidemedi. Ve kariyer hedeflerim henüz bir netlik kazanmadan, üniversiteyi kazandım.
Üçüncü sınıftayken başka bir öğrenci kütüphanenin nerede olduğunu sordu. Cevap veremedim.
Bir buçuk yıllık öğretim programının dört yıla yayıldığı bu üniversiteden yayıla yayıla mezun oldum ve asgari ücretle asgari bir hayat yaşamaya razı olarak iş hayatına atıldım.
İşin kötüsü, henüz bir dava sahibi olamadan meslek sahibi oldum.
Hayata ne kadar geç kaldığımı otuzuncu yaş günümü kutlarken ancak fark edebildim. Okumadan, öğrenmeden, üretmeden geçen yıllar içime taş gibi oturdu. Gençlik yıllarımı içime sindiremedim.
Tecrübenin yaşlanarak değil, yaşayarak kazanılacağını ve zamanın insanları değil, armutları olgunlaştırdığını Peyami Safa’dan öğrendiğimde 35 yaşındaydım.
Aray
20 Nisan 2024 | 39 Okunma
Hayat bayram olsa!
13 Nisan 2024 | 29 Okunma
Reklam aras
06 Nisan 2024 | 51 Okunma
Leyla, Mecnun ve pozitivist paradigma
30 Mart 2024 | 55 Okunma
Mal davar satp yurt dna gitmek
23 Mart 2024 | 93 Okunma
TÜM YAZILARI