Mahallenin öte yanından koşup gelen 2 kahraman

Adı bende saklı ünlü bir sosyoloğumuzun evine gelen misafiri tıka basa kitaplarla dolu kütüphanesinin rafları arasında Kitab-ı Mubîn'e rastlayınca dehşet içinde sorar: "Bu ne?!" Sosyoloğumuz gayet...

Adı bende saklı ünlü bir sosyoloğumuzun evine gelen misafiri tıka basa kitaplarla dolu kütüphanesinin rafları arasında Kitab-ı Mubîn'e rastlayınca dehşet içinde sorar:
"Bu ne?!"
Sosyoloğumuz gayet doğalıkla "Kur'an" der.
Misafiri korkunç bir hayal kırıklığıyla, "Ayol senden hiç beklemezdim!.." karşılığını verir.
"Mahalle baskısı" vesilesiyle daha önce anlatmıştım bunu.
Fakat...
Şerif Mardin'in kimden kendisine Kur'an okumasını istediğini ve Kur'an'dan ayetler dinleyerek nasıl sükûnet bulduğunu hiç anlatmadım.
Neden mi?
Hocaya küfür yobazları tarafından "mahalle baskısı" uygulanacağından endişe ettiğim için...

***
Attila İlhan (aklımda kaldığı kadarıyla) "Namı Diğer Kaptan" kitabında Selim İleri'ye, ezanı ilk kez 19 yaşında duyduğunu söylemişti.
Oğuz Atay, "bize en uzak tarih, yakın tarihimiz" demişti.
Yakın tarihimizi sakladıkları gibi ellerinden gelse ezanlarını da saklayacaklardı.
Zaten 18 sene okunmadı.
Hayır, o okunan ezan falan değildi.
Ezandaki, "Allah-u Ekber" karşılığı "Tanrı uludur" denildi ama "Hayya alel-felah" karşılığı "Haydi kurtuluşa" denilmedi.
"Haydi felaha" denildi.
Neden?
"Haydi kurtuluşa" denilseydi, namazın kurtuluş olduğu söylenmiş mi olacaktı, bundan mı endişe edildi?
Konumuza dönecek olursak...
O ünlü sosyoloğumuzun misafiri, Attila İlhan'ın vefat etmeden önce kimlere beni siz defnedin, siz Kur'an okuyun dediğini bilseydi eminim küçük dilini yutardı.
***
Malumunuz, Fazıl Say'ın annesinin cenaze namazını kılması vesilesiyle önce "ham yobaz / kaba softalar" arzı endam etti.
Hani tweet marifetiyle cevap vermiştim de yemediğim küfür kalmamıştı.
Çok geçmedi...
Fazıl Say kendisini arayıp baş sağlığı dileyenler arsında Başkan Erdoğan'ı saygı ve "minnetle" anınca bu sefer de "küfür yobazları" ayağa kalktı.
Hatta "orantısız zekâlı" bir genç kızımız, "Fazıl Say adam ol" diye tweet attı.
Asla münferit değildir bu!
Gezi desisesinde yönetmen Kutluğ Ataman'ı da böyle linç etmişlerdi.
Geçenlerde aramızdan ayrılan şair İzzet Yasar'a da demediklerini bırakmamışlardı.
Galatasaray Liseli bu 2 kahraman adeta şehrin öte yanından koşup geldiler.
Haksızlığa uğratmaktansa haksızlığa uğramayı tercih ettiler.
Üstelik, bu mahallede yetişen, bir Deleuze falan olacağı sanılırken "orantısız zekâlara" idol olmayı tercih edenlerin olduğu bir dönemde...
Tevekkeli dememişler, nasipten öte yol yok.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İsrail niyetine İran 16 Nisan 2024 | 465 Okunma Bıyık da yetmiyor 13 Nisan 2024 | 916 Okunma O parayı buldu 11 Nisan 2024 | 632 Okunma İki Yahudi 10 Nisan 2024 | 468 Okunma Saçmalamayın 09 Nisan 2024 | 1.526 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar