Özelleştirme tecrübemiz ışığında şeker fabrikaları

Şeker Fabrikalarının 14 tanesinin özelleştirileceği, yani satılacağı hemen hemen netleşti. Hükümet bu konuda geri adım atmıyor. Konunun “NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) zararlı mı değil...

Şeker Fabrikalarının 14 tanesinin özelleştirileceği, yani satılacağı hemen hemen netleşti. Hükümet bu konuda geri adım atmıyor. Konunun “NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) zararlı mı değil mi?” tartışmalarını ya da “Cargill’e ilişkin komploları” bir yana bırakalım. Devlete, yani hepimize ait olan “fabrikaların satılması ne derece doğru?”, “sağlayacağı faydalar ve zararlar neler olabilir?” gibi olayları takip eden herkesin aklına gelebilecek soruları tartışmakta yarar var.

Öncelikle söz konusu fabrikalar hangi gerekçelerle satılıyor? Önem sırasına göre maddeleyelim.

Eğer fabrikaların verimsiz çalışmasının nedeni kötü idare edilmesi ise, idarecilerin değiştirilerek yetenekli ve donanımlı, işinin ehli bürokrat ve teknokratların bu fabrikalara atanması yapılacak en makul şeydir. Zaten özelleştirildiğinde de şirket sahibinin atacağı adım, bundan başkası olamaz. Yok, sorun idarecilerde değil de sabit ve değişken yatırımların yapılmaması, yani kullanılan teknolojinin vs. eskimesi ise o zaman da fabrikalara yatırım bütçesi tahsis edilerek gerekli verim artırıcı yenilenmenin yapılması devletçe sağlanabilir.

Ayrıca özelleştirme ile beklenen verim artışının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de muallaktır. Nitekim özelleştirme tarihimize baktığımızda çok da parlak bir tablo karşımıza çıkmaz.

Satılan fabrikalardan elde edilecek gelirin derde derman olacağı düşünülüyorsa, bunun hayalcilik olacağını şimdiden söyleyebilirim. Bir kere şurası açık, bu koşullar altında satılacak fabrikalar değerinin altında alıcı bulabilir. Çünkü hem işletmecilik anlamında hem de fabrikaların modernizasyonu anlamında külliyetli yatırım bütçeleri ayrılması gerekmektedir.

Şayet bugün, satılacak fabrikalarda bir anket yapılacak olsa, buradaki kamu çalışanlarının tamamına yakınının özel şirkete geçmeyerek kamuda kalmayı tercih edeceği görülecektir. Fabrikalardaki memur ve kadrolu işçilerin havuza aktarılarak diğer kamu kurumlarına transfer edileceği de gün gibi açık. Çünkü personel, kamu da kaldığı sürece haklarının devlet güvencesinde olduğunu, şirket zihniyetinin emek gücüne maliyet kalemi nazarıyla baktığını iyi bilir. Daha evvel yapılan özelleştirme örnekleri gözümüzün önünde duruyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye ve AB ilişkilerini yeniden düşünmek 31 Ağustos 2018 | 4.315 Okunma ABD'nin kanlı eli 17 Ağustos 2018 | 4.155 Okunma Bedelli askerliğin düşündürdükleri 10 Ağustos 2018 | 6.208 Okunma YKS sonuçlarının düşündürdükleri 03 Ağustos 2018 | 4.242 Okunma Doğal afetler ve iklim değişikliği 27 Temmuz 2018 | 188 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar