Siz halen daha anlamadınız mı?

Hep diyorum. Artık iç ve dış gelişmeler ayrımı yapmanın imkânı yok. Dış gelişmeler iç gelişmeleri, İç gelişmeler dış gelişmeleri tetikliyor veya kurguluyor.Bilişim...

Hep diyorum. Artık iç ve dış gelişmeler ayrımı yapmanın imkânı yok. Dış gelişmeler iç gelişmeleri, İç gelişmeler dış gelişmeleri tetikliyor veya kurguluyor.

Bilişim çağının getirdiği iletişim imkânları artık gizliliği kaldırdı. Doğruların eninde sonunda öğrenilme gibi, yanlışların ise yatsıyı beklemeden ortaya çıkma gibi bir huyu var. O nedenle algı operasyonları, samimiyetin ötesinde ki kampanyalar, doğruların ters yüz edilerek pazarlanması kısa vadede sonuç verse de ilerleyen zamanlarda tersine etki etmektedir.

Bugünler de yaşadıklarımızda o dur. MİT operasyonu, gezi olayları, 17-25 Aralık, Ahmet Davutoğlu’nun gelişi-gidişi, 7 Haziran 2015 seçimleri, hendek olayları, 15 Temmuz darbe girişimleri, Suriye olayları, Kuzey Irak referandumu, ABD’deki Rıza Zarrab davaları, Avrupa’nın tutumu, Almanya’nın öfkesi. Daha uzatabiliriz. Tüm bunları bir birinden ne kadar ayırabiliriz?

Geçtiğimiz yazılarda üzerine basa basa Zarrab’ın durumunu anlattık. ABD’nin bütün ülkelerde bu tip adamları vasıtası ile her zaman devlet yönetimlerini sıkıştırıp istediklerini almak için kullandıkları bir gerçek artık. Bakmayın Zarrab’ın ayaklarına zincir vurularak mahkeme salonuna getirilmesine. Bu tam bir şov görüntüdür. Hatta üstüne hapishane elbisesi giydirilmesine de aldanmayın. Hani resmi makamlar bu adamın itirafçı olduğunu açıklamıştı. Tanık olarak dinlenecek adamı neden ayağında zincirlerle mahkeme salonuna getiriyorlar? Sadece algı. Dünya’ya mesaj. Oysa artık Türkiye’de herkes de biliyor ki Rıza Zarrab CIA’nin kadrolu elemanıdır. Türkiye’den gittiğinden bu yana hiçbir şekilde hapishanede yatmamıştır. Sonradan ayaklarına vurduğunuz zincir de giydirdiğiniz elbisede, hapishanede gardiyanlara ve görevlilere rüşvet dağıttığına yönelik davalarda yatmadığı hapishane gerçeğini örtmeye yetmez.

ABD Zarrab’ın CİA elemanı olmasının aşikâr olmasından sonra sürpriz şekilde davanın adını bile değiştirdi. Çünkü hangi ülke kendisinin istihbarat elemanını yargılar? Hele hele aşikâr olduktan sonra hiçbir şekilde.

Davaya tekrar bakmakta yarar vardır. Dava nedir? Türkiye’nin İran ambargosunu delmesidir. Davanın hiçbir yanında İran var mıdır? Yoktur. Suç tek taraflı işlenebiliyor mu? Hayır. İran davanın sadece gerekçe tarafında var. Zarrab’ın suç ortağı İran değil ABD’dir. ABD Zarrab üzerinden Türkiye’yi kumpasa düşürmek için kullandığı sermayesini kurtarmanın peşindedir. Bunu davaya ABD Hazine’sinin müdahil olması ve iddianamede ABD Hazinesini zarara uğratma iddiaları doğrulamaktadır. Halk Bankası’nın üzerinde olayın odaklanmasının nedeni de Irak Petrol paralarının bu banka üzerinde toplanmasıdır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fırat’ın doğusu ve ABD’nin anladığı dil 14 Aralık 2018 | 5.430 Okunma Sağlam sistem, güçlü gelecek 02 Eylül 2018 | 5.873 Okunma Ekonomi-Kriz ve Yerel seçimler 31 Ağustos 2018 | 4.671 Okunma Ankara koridoru 26 Ağustos 2018 | 4.585 Okunma Dinamik toplum güçlü Türkiye ve Bayram 24 Ağustos 2018 | 6.602 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar