Mart’ta kedi köpek kudurur bunlara n’oluyor…

Son zamanlarda bölgemizde neler oluyor? Anlaşılan o ki; birileri bizleri fena hedefe koymuş. Bu konuyu  derinlemesine irdelemek gerekir. Neden düşman ilan edildik veya neden düşman kategorisine dahil edildik? Tam da bu anlam üzerine...

Son zamanlarda bölgemizde neler oluyor? Anlaşılan o ki; birileri bizleri fena hedefe koymuş. Bu konuyu  derinlemesine irdelemek gerekir. Neden düşman ilan edildik veya neden düşman kategorisine dahil edildik? Tam da bu anlam üzerine araştırma yapmak gerekir. Gelin beraber geçmişe giderek 2002 yılını baz alıp, Ak Parti’nin iktidara gelmesi ile 2009 yılları arasında ve devamında ülkemizde şekillenen vakıf ve dernekleri inceleyelim.

Ülkemiz üzerinde doğrudan açık pozisyon alan Batılı dernekleri incelediğimizde son yıllarda yabancı menşeili derneklerinin ilgi odağında; Doğu ve Güneydoğu’ya ve Karadeniz’in bazı bölgelerine dair hayli önemli çalışmalar görüyoruz. Ekolojik çalışma adı altında misyonerlik faaliyetlerinin arttığını söyleyebiliriz. Avrupa’da yaşayan birçok vatandaşımızın asimile politikalarına tabii tutulması sonucu önemli ölçüde din değiştirme oranlarına bakmak gerekir. Kürt vatandaşlara «Avesta» gibi kitapların yaygın olarak servis edildiğini sıkça görmeye başladık. Daha da önemlisi «kadına özgürlük» adı altında feminist kuruluşlar kullanılarak, İslam dinine doğrudan savaş açacak birçok kirli planın devreye alındığını söylemek mümkün. 

Kürt kökenli vatandaşların üzerindeki asimile politikaları birinci sırada yer alıyor. Doğu ve Güneydoğu’nun tarihi noktasından bakıldığında ilginç tespitler sıralanıyor. Türk-Alman Kültür Merkezlerini incelediğimizde faaliyet adına fazla bir çalışma göremeyiz ama Kürtlerin etnik, sosyal ve ekonomik anlamda bilgi yoğunlaşmasını görebiliyorsunuz. Özellikle Alevi-Kürt vatandaşların Alman derneklerinin gözetiminde olduğunu ve doğrudan iletişimle bütün mekanizmaları çalıştırdıklarını söyleyebiliriz. Batı’nın son zamanlarda Ezidi ve diğer azınlık etnik yapıları kullanarak birçok dernek adı altında Türkiye’yi gözlemlediğini unutmamak gerek. Kadına özgürlük ve benzeri yapılanmalar adı altındaki bütün faaliyetlerin acilen incelenmesi gereklidir.

Sözde feminist çevreci gözüken birçok yapının finansman kısımlarının ve Think Tank kuruluşlarının Türkiye uzantılarını incelemek gerek. Rothschild, Soros, Rockefeller gibi isimlerin ve işbirlikçilerinin faaliyetlerinin gözlem altında tutulması gerekir. Çiçek, böcek adı altında Türkiye’ye aktarılan fonların kimler tarafından, hangi amaç için kullanıldığını emniyet ve istihbarat mutlaka gözlem altında tutmalıdır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlama bahanesi ile Taksim’de toplanan ahlaksızlar topluluğunu kimlerin organize ederek bu millettin dinini, ahlaki ve sosyal alanlarını aşağılayıp, fitne çıkarmaya çalıştığı düşündürücüdür. Kaos yanlısı bazı dernek ve çatı kuruluşlar, kimler tarafından kullanılıyor ve hangi küresel çete lobilerinin tekelinde?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sizce, CHP Kürtlerin katili değil mi? 28 Mart 2023 | 333 Okunma Siyaset sanatı; güneş altında bronzlaşmış gölgesine faydası olmayan vekil istemiyoruz 21 Mart 2023 | 78 Okunma Büyük bir millet olmanın haklı tezahürü budur 14 Mart 2023 | 97 Okunma IŞİD, Türkiye’de renkli izolasyona girmeye çalışıyor 07 Mart 2023 | 180 Okunma 2030’a kadar Arz-ı Mevud projesini bitirmek istiyorlar 28 Şubat 2023 | 1.152 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar