Karıncanın ölümü ya da hoyrat eller

Ne kadar dışımızda tutmaya kalkışsak, görmezden gelme havalarına girsek de, o, orada, olduğu yerde, önümüzde lök gibi duruyor. Onu görmezlikten geleni sarakaya alıyor.

Zerre kadar değer atfedilmeyen bir karınca suretinde ortaya çıkıyor bazen. Bazen de ancak bir karıncanın değeriyle eşleştirilen bir insanın hayatı olarak dikiliyor göz önüne.

O uzun uğraşlar sonunda eğitilmiş karıncanın başına geleni duymuşsundur: Adamın biri, hapis bulunduğu cezaevinin avlusunda bir karıncaya rastlar, karıncayı alır, bir kutunun içine yerleştirir. Onu orada beslemeye, bu arada da ona bazı marifetler öğretmeye başlar. Uzun yıllar bu işe kendini verdikten sonra, karıncayı, bir komutla havaya sıçratıyor, bir başka komutla amuda kaldırıyor; bir başka komutla iki ayağının üstünde yürütüyor ve buna benzer çeşit çeşit marifetler kazandırıyor ona.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rasim Özdenören 26 Nisan 2021 | 287 Okunma İnsan: Hakim mi hami mi? 22 Nisan 2021 | 261 Okunma İnsan: Yaratılanın en şereflisi 18 Nisan 2021 | 284 Okunma Nefs, irade, oruç ve insan 15 Nisan 2021 | 270 Okunma Camdan kapalı oda 11 Nisan 2021 | 242 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar