Faşizm ölmedi kafalarda yaşıyor

Kimsenin farklı bir cümle işitmeye tahammülü kalmadığı gerçeğine bakılırsa Faşizm'in ölmediğine, bilakis zihinlerde hâlâ geçerliğini sürdürdüğüne hükmetmek...

Kimsenin farklı bir cümle işitmeye tahammülü kalmadığı gerçeğine bakılırsa Faşizm'in ölmediğine, bilakis zihinlerde hâlâ geçerliğini sürdürdüğüne hükmetmek gerekiyor.

Durum salt bireysel ilişkilerde kendini göstermiyor. İnsanların kitle halinde hareketinde de ortaya çıkıyor. ABD’de olsun Avrupa ülkelerinde olsun seçim sonuçlarına bakıldığında ırkçı faşist eğilimlerin irkiltici bir eğimde koştuğunu görmemek imkân dışı...

İkinci Dünya Savaşı’nın acısını çekmiş olan genelde tüm dünyada, özelde Avrupa’da ve daha da özelde Almanya, Avusturya gibi ülkelerde Faşizm'in öldüğünü sananların yanıldığını ve feci bir hayal kırıklığı yaşadığını gözlemlemek mümkün. On milyonlarca insanın ölümü, savaşa giren veya girmeyen bütün ülkelerin savaşın olumsuz etkilerini iliklerine kadar yaşamış olması, açlık ve kıtlık badiresinin tüm yeryüzünü kırıp geçirmesi, faşizmin ve Nazizm’in olumsuz etkilerini silip süpürmesi beklentisini uyandırabilirdi. Uyandırdı da... Ancak bu 'uyanış'ın hazin bir yanılgı olduğu artık gözle görülür halde... Son iki hafta boyunca Kudüs dolayımında yaşanan hayal kırıklığı olayın kamusal sferdeki somut tezahürlerinden biri sayılmalıdır.  Bu olayda zahiren ırkçı bir eğilim yokmuş gibi görünebilir, ama olayın içyüzü tümüyle ırkçılıkla dopdolu bir gelişmeyi, ırkçı bir trendin en zalim yüzüyle ortada olduğunu gösteriyor. Bütün Batı dünyasının İslam karşıtı olumsuz tutumu faşizm ile açıklanmayacaksa onu hangi izah zeminine oturtabiliriz?

Olayın bireysel yanı da kamu düzleminde tezahür ettiği kadar vahim... Olaya bireysel açıdan bakıldığında bu ülkede de faşizan zihniyetin bazı kafalarda capcanlı yaşamakta olduğunu görmek insanı üzüntüye gark ediyor. Bireysel ilişkilerde kendine muhalif saydığı görüşü nefret hissiyle reddetmeye kalkışmak tam da faşist tutumun ırasında yatar. Beğenmediği görüşlere acımasızca saldırmak, o görüş sahiplerine hakaretler savurmak bu ıranın parçasıdır...

Muhalefet herkesin hakkı... Ama muhalif tavır herkesin birörnek olmasını isteme anlamına çekilmemeli. Muhalif tavrın, karşısında yer aldığı fikri öldürmeye, o görüş sahiplerini yok etmeye çalışmasına da engel olmak gerekiyor. Nasıl, neyle engel olmak? Müsamaha anlayışının yaygınlaştırılmasıyla...

Hobbes’un insan insanın kurdudur dediği çağdan bu yana yüzyıllar geçti. Hâlâ birbirimizin kurdu olarak yaşamayı mı sürdüreceğiz?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rasim Özdenören 26 Nisan 2021 | 287 Okunma İnsan: Hakim mi hami mi? 22 Nisan 2021 | 261 Okunma İnsan: Yaratılanın en şereflisi 18 Nisan 2021 | 284 Okunma Nefs, irade, oruç ve insan 15 Nisan 2021 | 270 Okunma Camdan kapalı oda 11 Nisan 2021 | 242 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar