Ahlâk nasafet ve ilahi adalet

28 Şubat sürecinde rol oynayan bir başsavcı o tarihlerde vicdanını rahatlatmak için, kendince, yaptıklarına şöyle bir defi bulmuştu: ne yapalım, diyordu, yasalar böyle, yasama mercii ben değilim...

28 Şubat sürecinde rol oynayan bir başsavcı o tarihlerde vicdanını rahatlatmak için, kendince, yaptıklarına şöyle bir defi bulmuştu: ne yapalım, diyordu, yasalar böyle, yasama mercii ben değilim, yasama mercii orada duruyor, yasayı değiştirin, ben de o yasaya göre hareket edeyim...

Evet, zahiren makul bir defi gibi duran bu itiraz veya defi, gerçekte o savcının vicdan azabını dile getiriyordu.

Oysa karar vericilerin elinde yalnızca yasanın lafzı bulunmuyor. Onları adil karar vermeye yönlendirecek başka aygıtlar da mevcut: en başta, karar vericinin kişisel ahlakı ki, bunu kişinin doğruluğu ve dürüstlüğü belirler.

Saniyen iyi niyet, ki bu faktörü de ahlakın içinde mütalâa etmek mümkündür.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rasim Özdenören 26 Nisan 2021 | 287 Okunma İnsan: Hakim mi hami mi? 22 Nisan 2021 | 261 Okunma İnsan: Yaratılanın en şereflisi 18 Nisan 2021 | 284 Okunma Nefs, irade, oruç ve insan 15 Nisan 2021 | 270 Okunma Camdan kapalı oda 11 Nisan 2021 | 242 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar