Batı dünyasının şeytan üçgeni: Kan ateş ölüm

Batı kültürü, kendi temel probleminin konjonktürel yükselişlerinden biri ile daha karşı karşıya: fuhuş, uyuşturucu iptilası, alkolizm, cinayet ve beyaz yaka suçları, hırsızlık, cinsel...

Batı kültürü, kendi temel probleminin konjonktürel yükselişlerinden biri ile daha karşı karşıya: fuhuş, uyuşturucu iptilası, alkolizm, cinayet ve beyaz yaka suçları, hırsızlık, cinsel saldırganlık, çocukların taciz edilmesi ve çocuk suçlarındaki artış, akıl ve ruh hastalıklarındaki artış yanında, son yıllarda daha sık görülmeye başlayan kundaklama ve öldürme olayları, bu ülkeleri bir cinnet toplumu haline getirmiştir. Bütün bu saydığımız olayları yalnızca iktisadî sebebe dayanarak açıklamak ve olayı yalnızca iktisadî sebebe irca etmek kolaya kaçmak olur.

Batı kültürü, ırkçı, ayrımcı, ayrılıkçı, sınıflı ve sonuçta iç ve dış sömürüye dayalı sütunlar üzerine bina edilmiştir. Bu sütunlardan biri çekilirse bina çöker. Bu yüzden Batı kültürünün kendine dönük iyileştirme çabaları kısır ve sonuçsuz kalmaya hükümlü oluyor.

Nitekim Yeni Dünya Düzeni bahanesi ile yeniden ve aceleyle el attığı liberalizm, demokrasi, insan hakları gibi çareler onun derdine derman olamıyor. Çünkü bu kurumlar aynı kültürün ürünleridir ve sömürüyü içte ve dışta devam ettirebilmenin aletleri olarak kullanılmaktadır.

Batı kültürünün dayandığı temeller tabiatı icabı kan, ateş ve ölüm üretmeye istidatlıdır. Bu kültürün temelinde vahşet mevcuttur. Öncelikle onun bu özelliğinin farkına varılması, bu teşhisin yapılması gerekiyor.

Zulmü işleyenler, zulümlerine dayanak teşkil edebilecek hiçbir haklı gerekçe göstermeyi başaramıyor. 1990’ların başlarından bu yana, Avrupa’da, özellikle Almanya’da yaşayan Türklere karşı işlenmiş kundaklama ve öldürme olayları tamamen keyfî, sebepsiz hareketler olarak boşlukta kalıyor. Yani bu olayları salt iktisadî sebeple veya milliyetçilik duygusuyla izah imkânı bulunmuyor.

Kimilerinin iddiasına bakılırsa orada yaşayan insanımız, oranın kültürüne asimile olmadığı için anılan kötülüklere maruz kalıyor. Asimilasyon, sömürgecilerin temel hedefidir ve bu hedefin kökeninde Batı kültürünün ırkçı temayülü yatar. Sömürü politikasının karakteri onun asimilasyoncu oluşunda temerküz eder. Güdülen hedef, kolonilerin, işgalci ülkenin sistemiyle özdeşleşmesini sağlamaktır. Bu sonuç, yerli halkın, kendi öz kültüründen koparılmasını sonuçlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rasim Özdenören 26 Nisan 2021 | 287 Okunma İnsan: Hakim mi hami mi? 22 Nisan 2021 | 255 Okunma İnsan: Yaratılanın en şereflisi 18 Nisan 2021 | 277 Okunma Nefs, irade, oruç ve insan 15 Nisan 2021 | 258 Okunma Camdan kapalı oda 11 Nisan 2021 | 239 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar