Mânevi çöküntü!..
Sevgili Peygamberimizi -aleyhisselâm- medh-ü senâ; gâyesiyle kaleme alınmış şiirlere "Naat-şerîf, hayatlarını anlatan eserlere "Siyer-i Nebî", görünüşlerini tasvir eden hat levhalarına...
Sevgili Peygamberimizi -aleyhisselâm- medh-ü senâ; gâyesiyle kaleme alınmış şiirlere "Naat-şerîf, hayatlarını anlatan eserlere "Siyer-i Nebî", görünüşlerini tasvir eden hat levhalarına da "Hilye-i Şerîf" denir.
Muhammed aleyhisselâmı ilk öven, bizatihi yüce Allah’tır. Enbiya Suresi 107. Ayetinde "vemâ erselnake illa rahmeten li’l âlemîn/ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik" buyurulmaktadır. Peygamberimiz daha başka âyet-i kerimelerde de övülüyor. Bir hadîs-i kudsîde de şöyle haber variliyor: "Levlake levlak lema halaktü’l eflak/eğer; sen olmasaydın, âlemleri yaratmazdım!" Bunların benzerleri de vardır…
Şairler, müellifler, hattatlar… 15 asırdır Sevgili Peygamberimizi anlatma, övme şerefine kavuşma dileğiyle eser vermede sanki birbirleriyle yarışa gelmekteler. Beşer olarak ilk yüksek medh ü sena, müşriklerden Mîrâc haberini aldığında "O, diyorsa doğrudur!" hükmünü veren Hazreti Ebu Bekr’dir.
Düşmanın kuvve-i mâneviyesini sarsmak için şiir söylemesi, Peygamber tarafından teşvik edilen, Hasan bin Sâbid, Ka’ab bin Malik, Ka’ab bin Züheyr, Abdullah bin...