Değişmeyen gündem
Ülkemizde bir zamanlar büyük bir ısrarla yerleştirilmeye çalışılan az çocuk sahibi olma ve doğum kontrolünün, günümüzde dile getirilen aksine teşviklere rağmen tamamen terk edildiği söylenemez.
Galiba; Türk ailesi, girdiği yoldan kolayca dönmüyor. Küçük aile propagandasıyla büyümüş olanlar, ABD’ye gidip de etrafı şöyle bir tanıyınca hayretlerini gizleyemezler. Zira orada ailedeki nüfus sayısı bizimki gibi 1-2, en fazla 3 değil, baba-dede ve ninelerimizin fukara hayatlarında olduğu gibi 6-7 ve en az 5’tir.
Bu yazdıklarımızı, şu sıra yurdumuzda bulunan Amerika’nın Suriye Özel Temsilcisi hatırlatmış oldu. Önce bu misafirimizin “James Franklin Jeffrey” olan ismi dikkatimizi çekti. Böylece Amerikalıların çok isimli olmalarını hatırladık. Sonra da bizim aksimize çok çocuklu olmaları aklımıza geldi. Evet, yeni dünyada aileler kalabalık, çekirdek aile rağbette değil ve insanlar zengin isimli. Birinci ve ikinci isimler, önceki aile büyüklerinden olmalı.
Bizim içtimâî hayatımız, bu babda da allak bullak oldu. Yanlışlık, sadece yazının terkinde, kelimenin değiştirilmesinde yaşanmadı. Şecere, soy-sop, aile ismi, lakabı da ağır darbe yedi. Eskiden bir kimsenin nereli olduğunu öğrenen biri, muhatabının şehrini biliyorsa “nerelisin?” sorusunu “kimlerdensin?” sorusu takip ederdi. İnsanların boy, soy, kabile, aşiret gibi aidiyetleri vardı. Bunların hepsi karartıldığı gibi bazılarının kullanılması da yasaklandı. Erken Cumhuriyet’te nüfus memurlarına listeler verilerek milletin soyadı tayin edildi. Evet, bir tercih değil, tayin söz konusuydu. Milyonlar aynı soyadını aldı. Kâğıt üstünde akrabalıklar türedi. Asaletler bitirildi. Hâlbuki o maziye seyir, aile şifreleriydi.
Bazen de nüfus memurları soyadlarını yanlış yazdılar, ortaya anlamsız kelimeler çıktı. Bir kısım soyadları ise garip ve tuhaf oldu veya yakışmadı.
Eskiden değil ad veya soyadını değiştirmek, onlardaki noktayı kaldırmak bile mahkeme kararıyla mümkündü. Şimdi rahatsız olan vatandaş nüfus müdürlüğüne bir dilekçe vererek dilediğini alabilmekte. Ama bu defa da vatandaş ağırdan alıyor. Bir asırdır, bürokrasiden öyle yılmış, devlet kapısında yaşananlardan öyle ürkmüş ki eli kâğıt kaleme gitmiyor. Bu anlamda e-Devlet çok iyi oldu.
HEPİMİZ SUÇLUYUZ!..
06 Aralık 2019 | 10 Okunma
ÖMÜRLÜ DEĞİL, ÖLÜMLÜ!
05 Aralık 2019 | 81 Okunma
NATO, ISLAH OLUR MU, İFLAH OLUR MU?
03 Aralık 2019 | 121 Okunma
ÖMER MUHTAR’IN GÖZLÜĞÜ
02 Aralık 2019 | 264 Okunma
SORUMLU MUHALEFET
26 Kasım 2019 | 46 Okunma
TÜM YAZILARI