Birlikte gıybet!..
Eminiz ki yazımızın başlığında geçen "gıybet" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeyen çok kimse vardır. Yalnızca yaşı 20’nin altında olanlar değil, üstünde olanlardan da...
Eminiz ki yazımızın başlığında geçen "gıybet" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeyen çok kimse vardır. Yalnızca yaşı 20’nin altında olanlar değil, üstünde olanlardan da bilmeyenler mevcuttur. Oysa; insan, kelimelerle düşünür; kelimelerle konuşur. Telaffuz edilen kelime, bu kelimeye yakın ve eş anlamlı olanları ve zıtlarıyla beraber bilinmelidir. Aynı şekilde ilgili deyim, atasözü, hatta âyet ve hadîs-i şerifle irfân ehlinin kelâmı bilinmezse konuşma lezzet ve zenginliğine uzak kalınır…
Atalarımız, gıybet kelimesini "dedikodu" diye tarif ederek kavrama kolaylığı getirmişler. Arapça asıllı olan kelimenin aslî yazılışı "gîbet"tir. Kısaca şöyle anlatılabilir:
-Bir insanın yüzüne karşı söylendiğinde, hoşlanmayacağı, kalbinin kırılacağı sözünü, davranışını, hareketini, işini, huyunu… kendisinin bulunmadığı zaman ve mekânda arkasından konuşmak, imâ etmek, hareketler yapmak, hafife almak, alay etmek. Hâlbuki, Kur’ân-ı kerîm, Hucurât Suresi 12. Âyetinde gıybet etmek yasaklanarak, gıybet, ölmüş kardeşinin etini yemeye benzetilerek tafsilatıyla anlatılmaktadır. Hadis-i şerîfleriyle en büyük Kur’ân-ı kerîm müfessiri...