ALLAH, BU ACILARI BİR DAHA YAŞATMASIN

Ağız tadı ve gönül huzurunun bugüne nazaran çok daha fazla yaşandığı o sade fakat huzurlu günlerde imam efendiler, ister camide olsun isterse misafirliklerde namazdan sonra cemaatle birlikte el açıp duaya başladıklarında diğer arzlarının yanı sıra “Ya Rabbi, milletimizi, ümmetimizi ve dünyayı âfât-ı araziyeden ve semâviyeden muhafaza eyle” diye de niyaz ederlerdi.

“Âfat-ı araziye”, yerküreden, “âfat-ı semaviye” gökyüzünden gelecek âfetler demek. Deprem, kasırga, toprak, kayması, sel basması, kazalar, yıldırım düşmesi… ve benzeri felaketlerdir. Bu dualar, hayatın tabiî seyri içinde ve ortada bu felaketlere dair hiçbir şey yokken sıkça dile gelir, kalbden ve samimiyetle hayrı ve şerri yaratan Allah-ü teâlâya yalvarılırdı. Şüphesiz ki önleyici mânevi tedbirlerdir. Bunlar ve benzeri dualar, belki tamamen kaybolmadı ama varlığı çok da hissedilmemekte. Hâlbuki “Allah’ım, yerden ve gökten gelecek her türlü kötülük ve âfetten sana sığınıyoruz” demek her zaman mümkündür.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
KONUMAK 30 Nisan 2024 | 100 Okunma SABIR TAŞI ÇATLADI!.. 27 Nisan 2024 | 91 Okunma DEERLER YERNE OTURTMAK!.. 25 Nisan 2024 | 94 Okunma SOHBET 20 Nisan 2024 | 88 Okunma 5816 SAYILI KANUN 18 Nisan 2024 | 335 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar