Kapatalım artık bu S-400 bahsini

Bugün, bayram tatili boyunca İstanbulda bulunacak birinin, rutin bayram mesaisine alternatif, olası bir rota önermek niyetindeydim. Buna göre, ilk günün başlangıcı elbette Süleymaniye’de bayram namazıyla olmalıydı...

Bugün, bayram tatili boyunca İstanbulda bulunacak birinin, rutin bayram mesaisine alternatif, olası bir rota önermek niyetindeydim. Buna göre, ilk günün başlangıcı elbette Süleymaniye’de bayram namazıyla olmalıydı, sonrası Divanyolu’nda kahvaltı, bölgedeki belli başlı kabirleri Abdülhamid Han’dan, 2. Mahmut Türbesi’ne dek ziyaret. Programa, Boğaz şeridindeki semtlerde yeralan türbelere, camilere, kabirlere hızlandırılmış ziyaretler sıkıştırmaya çalışmak; ama Aşiyan’ı, Piyer Loti’yi asla ve kat’a listeden çıkartmamak.

Bunlar bittikten sonra, Anadolu yakasında da, Avrupa yakasında da bulunan Darülacezeler’den birine kollarınızın sarabileceği ölçüde çiçek alıp gitmek, evladı/akrabası/eşi/dostu olmayıp da bayramı yalnız geçirmek zordur, ama bunlar varken yalnızlık çekmek kadar kötüsü herhalde yoktur. Oradaki yaşlılardan hem iki dert dinleyip gözünden yaş dökmek kalbi temizler, hem de hayır dua almak gününüzü gün eder.

Darülaceze bitti mi, ver elini yetim yurdu. Devlete bağlı olanlar da var, İHH’nın Yetim Vakfı da, ikisi de uygundur hangisini tercih ederseniz, hiç değilse bu bayramda bir yetim başı okşarsınız, bundan daha büyük bir bayram kazancı olabilir mi?...

Diye uzayıp giden bir liste/rota hazırlayacaktım, ama bayram namazı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın S-400’le ilgili yaptığı açıklamalar, uzun zamandır izlediğim konu hakkında birkaç kelam etme ihtiyacı doğurdu.

Rusya ile ilişkiler konusunda ne düşündüğümü daha önce belirtmiştim. Biliyoruz ki, tarih boyunca, Türkiye ve selefi devletlerin Ruslarla ilişkisi; güvene, dostluğa, karşılıklı iyi niyete dayanmadı. Aksine, devletlerarası ilişkilerde olması gereken nitelikler hesaba katıldığında, Ruslar’ın entrika dozu yüksek, makyavelist ajandalarının zararlarından korunabilmek için, Osmanlı ve sonrasında Türkiye, çok efor sarfetmek zorunda kaldı.

Ancak bu böyle diye S-400 tartışmasında olması gerekeni söylemekten de geri durmamak gerekiyor. Zira, sırf ABD öyle istiyor diye, tüm satın alma prosedürleri tamamlanmış olan Rus S-400 füze savunma sisteminden vazgeçilmesini istemek çok sorunlu bir pozisyonu işaret ediyor. Daha öncesinde belki küçük onur sıyrıklarıyla atlatmak mümkün olabilirdi, ama şu aşamada Türkiye S-400’lerden ne sebep göstererek vazgeçerse geçsin, ABD baskısıyla vazgeçtiği düşünülecektir. Bu durum uluslararası arenada Türkiye’nin bağımsız ve özgür ülke imajını zedeleyeceği gibi, bizi ABD’den korkup geri adım atmış pozisyonuna düşürür ki, ulusal onur gibi kavramlar bizim için önemliyse, ortak onur duygusunu daha fazla yaralayacak bir durum olamaz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 278 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.596 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.270 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 161 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 463 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar