Böyle dost düşman başına

Haberi biliyorsunuz, 3 gündür hem ekranlarda, hem gazete sütunlarında: ABD Başkanı Donald Trump, Pentagon'a PKK'nın Suriye kolu PYD'ye silah verilmesi talimatı verdi. Üstelik bu karar, Türk Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT...

Haberi biliyorsunuz, 3 gündür hem ekranlarda, hem gazete sütunlarında: ABD Başkanı Donald Trump, Pentagon'a PKK'nın Suriye kolu PYD'ye silah verilmesi talimatı verdi. Üstelik bu karar, Türk Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhur-başkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın Trump'la yaptığı görüşmeden birkaç saat sonra açıklandı. Kararın alınmasındaki gerekçe bir yana, bu zamanlamayla neyin murad edildiğini anlamak sahiden zor.



Amerikan yönetimi Obama döneminden bu yana, PKK-PYD'ye destek veriyordu. ABD tarafından bu örgütlere, bugüne dek her türlü silah, teçhizat, mühimmat, üniforma, eğitim, hatta maaş desteği veriliyordu. ABD, Türkiye'nin tepkisinin önüne geçmek için de iki yol kullanıyordu; birincisi bu yardımların DAEŞ terör örgütüyle mücadele edildiği için verildiği, ikincisi bu desteklerin PKK-PYD'ye değil, Suriye Demokratik Güçleri'ne verildiği, ki herkesin pekala bildiği gibi ikisi de eleştirilerin önüne geçmek için uydurulmuş kılıflardı.



Öyle ki, Fırat Kalkanı harekatı sırasında Türk Ordusu'na karşı PKKlılar tarafından kullanılan Anti Tank füzeleri Amerikan yapımıydı. Keza, Türkiye'ye, PKK'nın Fırat'ın Doğusu'na çekileceğini taahhüt eden ABD, bu sözünü de tutmadı. Oysa aynı PKK, 1997 yılından bu yana ABD'nin, 2002 yılından bu yana da AB'nin terör örgütleri listesinde; ama PKKlılar ne Avrupa'da terörist muamelesi görüyor; ne de ABD, PKK ve PYD'ye silah yardımından vazgeçiyor. 3 gün öncesi itibariyle resmileşen yukarıda anlatmaya çalıştığım bu ikiyüzlü tavırdı.



Demek ki artık riya olmayacak, ABD ne yapıyorsa açıktan yapacak. Aslında bu bir gelişme, neredeyse Suriye Savaşı'nın başından bu yana PKK ve PYD'ye el altından yardım eden ABD, bu gerçek her ortaya çıktığında durumu belirsiz ifadelerle reddediyor ve Türkiye'yi içinde “ortaklık, ittifak, müttefik, dostluk” geçen cümlelerle teskin etmeye çalışıyordu. Trump'ın PYD ve PKK'ya silah yardımını resmileştirmesi aslında Türkiye'nin elini güçlendirecek, dilini çözecek, PKK'ya yönelik sınır dışı harekatlarını özgürleştirecek. Hiç değilse Türkiye, PKK konusunda tamamen yalnız olduğunun bilinciyle hareket edecek. Erdoğan'ın 16 Nisan'da yapacağı ABD gezisinden sonra, Trump bu konuda bir U dönüşü yapmaya karar vermezse tabii –ki ihtimal vermiyorum-.



Peki ABD ne yapmaya çalışıyor? Trump yönetimindeki ABD'nin İngiltere'yi koluna takarak AB'ye neredeyse posta koyduğu (Trump'ın Merkel'le tokalaşmaması sembolik bile olmayan açık bir tavırdı), bir dönemde; hem Avrupa'ya, hem de Ortadoğu'ya hakim bir noktada bulunan, güçlü bir orduya sahip ve öteden bu yana ABD'nin dostu olagelmiş Türkiye'yi yanına çekmek ABD'nin işine gelmez miydi? Üstelik Türkiye'nin ABD'den çok büyük beklentileri de yok, sadece teröristler konusunda (hem FETÖ, hem PKK) hassasiyet bekliyor, hepsi bu.



İşin tuhaf tarafı, bu Ortadoğu politikası, Trump'ın her şeyiyle reddettiği ve sağlık reformu dahil tüm eserlerini/politikalarını ABD'den kalıcı biçimde söküp atmaya çalıştığı Obama'ya ait. Açık şekilde ortada olduğu gibi, Kürtler dediği PKK-PYD teröristlerini kullanarak

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 278 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.596 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.270 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 161 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 463 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar