ABD ile AB çatışmasında son radde olarak G7

Tamam bundan önce de Trump Amerikası ile AB ülkeleri arasında çekişme vardı. Mesela 2016 yılı içinde Avrupa’da Apple’a kesilen vergi cezalarının ardından, önceki Nisan ayında, ABD mahkemeleri tarafından...

Tamam bundan önce de Trump Amerikası ile AB ülkeleri arasında çekişme vardı. Mesela 2016 yılı içinde Avrupa’da Apple’a kesilen vergi cezalarının ardından, önceki Nisan ayında, ABD mahkemeleri tarafından Volkswagen’e emisyon skandalı nedeniyle 3 milyar dolara yakın bir para cezası kesilmesi çoğu kişi tarafından “mütekabiliyet” ilkesiyle açıklanmıştı.

Geçtiğimiz ay içinde de, Obama döneminde İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan vazgeçeceğini duyuran Trump, anlaşmaya imza atan diğer ülkeler olan Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın uyarılarına rağmen bu kararı almış ve İran’a yönelik ekonomik yaptırımlara geri dönüleceğini açıklamıştı. Öncekinin yaptığını yıkmayı hedefleyen siyasi politikaların olası zararlarını görebilmek için iyi bir örnek bu.

Ama Trump bununla kalmadı; tüm denge politikalarını, uluslararası strateji hesaplarını, bıçak sırtı hedefleri birbirine katarak, Kudüs’ü başkent ilan etti. Bu da Trump’ın Avrupa’yla ters düştüğü konulardan biriydi. Bu karar, Trump ABD’sinin Ortadoğu’daki çıkarlarını İsraille birleştirmesi, bölgenin bir kan deryasına çevrilmesine hiç de mütevazi olmayan bir katkı sunması anlamına geldi. Türkiye’nin de haklı olarak itiraz ettiği bu karar sonrasında bölgede yaşananları biliyoruz. Bir kararın sonuçlarını kestirememek başka, olası korkunç sonuçları öngördüğü halde, o kararda ısrar edecek denli kof bir özgüvenle dolu olmak başka şeyler ve bunların hangisi daha kötüdür, bilemiyorum doğrusu.

Trump son olarak G7 Zirvesi’nde büyük bir skandala imza attı. Hem toplantıya geç gitti, hem de sonuç bildirgesini imzalamadan zirveden ayrıldı. Kanada’da yapılan zirve, zaten ABD’nin Avrupalı ortaklarına yönelik getirdiği ek gümrük vergilerinin gölgesinde başlamıştı. Ek gümrük dediğim, ABD’nin 1 Haziran’da Avrupa Birliği, Kanada ve Meksika’dan ithal edilen çeliğe yüzde 25 ve alüminyuma yüzde 10 oranda ek gümrük vergisi uygulaması. AB de, bu adıma karşılık bazı ABD mallarına ek gümrük vergisi getirmişti. AB liderleri tarafından bu konunun, zirve esnasında çözülmesi umuluyordu. Trump’ın takındığı umursamaz tutum da, bu konuda bir pazarlık ve uzlaşma beklentisine girmiş ortakları, ciddi şekilde hayal kırıklığına uğrattı. Sosyal medyaya düşen o ünlü Merkel pozu, biraz da bu hayal kırıklığının ve kızgınlığın göstergesiydi.

Trump’ın yaptığı, aslına bakılırsa umursamazlıktan çok daha ötesiydi. Zirve sonrası yayımladığı Twitter mesajlarıyla başta Kanada Başbakanı Trudeau ve diğer liderlerle neredeyse açıktan ağız dalaşına giren Trump, başta Almanya olmak üzere AB’li oto üreticilerine de tehditte bulunarak, “ABD pazarına giren otomobillere gümrük vergilerini inceliyoruz” dedi. Trump’ın ekonomi danışmanlarından Peter Navarro ise yaptığı açıklamada Alman oto üreticilerinin ABD’de tesislerinin bulunduğunu, ancak buradaki araçların yalnızca yüzde 35’inin ABD üretimi parçalardan oluştuğunu söyledi.

Doğrusu, “Trump’ın yaptıklarından bize ne” diyebilmemiz için dünya fazla küresel diye düşünüyorum. Zaten, ABD büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması gibi, İsrail’in bölgedeki kabadayılığını daha da arttırmasına, daha da pervasızlaşmasına yol açacak kararlar, Trump’ın attığı adımların başka ülkeleri doğrudan etkileyeceğinin açık göstergesiydi. Nitekim Mavi Marmara gibi bir tecrübesi olan Türkiye’nin buna kayıtsız kalması beklenemezdi. Kalmadı da.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 278 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.596 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.270 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 161 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 463 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar