24 Haziran’ın kazananları

24 Haziran seçim yarışının sonuçlarını tasniflerken, seçenekleri sadece seçimin kazananları ve kaybedenleri ile sınırlı tutmak yeterli olmayabilir. Çünkü, 24 Haziran’da...

24 Haziran seçim yarışının sonuçlarını tasniflerken, seçenekleri sadece seçimin kazananları ve kaybedenleri ile sınırlı tutmak yeterli olmayabilir. Çünkü, 24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı’na aday olmadığı halde kaybedenler olduğu gibi; seçime girip aritmetik olarak kaybetmiş gözüktüğü halde, sandıktan kazançlı ve popülaritesi yükselmiş olarak çıkanlar da var. Partisi kazanan ama kendisi kaybedenler, kendisi kazanan ama partisi dağılma noktasına gelenler de, 24 Haziran’ın çoklu sonuçlarından sadece biri. Ama yine de biz geleneksel ikili düzeni bozmadan bu sonuçları ekleyelim ve kısa bir kazananlar-kaybedenler listesi yapalım. Öncelikle kazananlar:

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Seçimin en büyük galibi elbette hemen herkesin tartışmasız şekilde kabul ettiği üzere Erdoğan. Bunun sebebi Cumhurbaşkanı’nın başkanlık yarışını yüzde 80 ya da benzeri ezici bir çoğunlukla kazanması değil. Ama ittifak yapması ya da yapmaması gerektiği zamanları bilebilecek denli yüksek siyasi öngörüsü sayesinde, her seçimi kazanmayı, dezavantajları avantaja çevirmeyi öyle ya da böyle başarması.

Elbette 16 yıldır iktidarda olmanın getirdiği doğal yıpranmaya rağmen, ülkedeki her iki kişiden birinin sevgisine, ilgisine, desteğine mazhar olmak da büyükten öte aşılması zor bir başarı. Ama aramızdan bazıları daha yeni yeni “Meğer, MHP’yle kurulan ittifakın tam zamanıymış” demeye başladıysa, bu durum kimilerinin şimdi fark edebildiğini Erdoğan’ın aylar öncesinden gördüğüne dalalet eder ki, strateji bilmek de herhalde budur. Erdoğan, ittifaksız gireceği bir seçim ihtimalinde Başkanlık yarışında en azından ikinci tura kalabilecekken; MHP ile kurduğu ittifak sayesinde seçmenine hiçbir üzgünlük yaşatmadan ilk turda gerekli oranda desteği yakalamayı bildi.

Devlet Bahçeli: Bahçeli’nin başarısı da tartışılmaz. MHP bünyesinden kopan ve ülkücü seçmeni hedeflediği düşünülen İYİ Parti’nin yüzde 10 gibi bir oy oranını yakalamasına rağmen MHP’nin oyunu korumayı başarması, yüzde 11,1 oranında oy alması, Bahçeli’nin stratejisinin de doğru olduğunu gösterir nitelik taşıyor.

Bazı analistler, bu iki partinin (MHP ve İYİ Parti) oy oranlarını toplayarak milliyetçi seçmenin yüzde 20’yi aştığı değerlendirmesini yapıyorlar ki, kanaatimce bu analiz yanlış. Çünkü bana kalırsa, Bahçeli’nin MHP’sinin topladığı oy, biraz da AK Partililerin sempati oylarıydı. Şu ya da bu sebeple partisine kızgın olan AK Parti seçmeni, Bahçeli’nin ittifak kararını ve Erdoğan lehine Başkanlık yarışından çekilmesini, “elini taşın altına koymak” olarak değerlendirdi. Eh, hep söylediğimiz gibi dindar kitlelerde ümmetçilik kadar milliyetçilik de, İslam coğrafyası hassasiyeti kadar vatanseverlik de vardır. MHP oyları, bu nüvenin ortaya çıkacak konjonktür bulması ve bazı AK Partililerin –Bahçeli’nin devlete sahip çıkmasından ötürü- “teşekkür” mahiyetinde Bahçeli’ye yönelmesinin bir sonucu.

Muharrem İnce: İnce seçim kampanyası esnasında pek çok hata yaptı, bisiklete binmek, her gün Cuma namazı kılmak, dindar biri olmadığı halde, dindar gibi gözükmeye çalışmak bunlardan sadece birkaçı. Öte yandan, Muharrem İnce, ettiği küfürlere dek sahici birisi. Sahicilik sözkonusu olduğunda mış gibi yapmak mümkün değildir ve bu dışarıdan bakıldığında da anında görülür. Öte yandan hepimiz gibi İnce de, CHP tarafından “harcanmak üzere” Cumhurbaşkanı adayı yapıldığını biliyordu. Milletvekilliğinden vazgeçerek Erdoğan gibi çok güçlü ve bu nedenle rakipleri nazarında korkutucu olabilecek bir adaya karşı yarışa girmeye gönüllü oldu. Bu, cesaretti.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Keşke bir ömrü daha adasam bu yola” 04 Eylül 2019 | 278 Okunma “Başörtüsünü kitlelere yaymak için Rabbim’e dua ettim” 30 Ağustos 2019 | 2.596 Okunma Emine Bulut cinayetinin gösterdiği 28 Ağustos 2019 | 2.270 Okunma Yanan ormanlarımız 23 Ağustos 2019 | 161 Okunma Gençlerin göçü 16 Ağustos 2019 | 463 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar