Narodniçestvo halkçılıktır

Gazete köşemenleri, televizyon vaizleri halkın AKP iktidarından bıktığını, ama muhalefetin bu tepkiden yararlanması gerektiğini yazıp söylüyorlar. Muhalefet temsilcileri halkın nabzını tutmalıymış....

Gazete köşemenleri, televizyon vaizleri halkın AKP iktidarından bıktığını, ama muhalefetin bu tepkiden yararlanması gerektiğini yazıp söylüyorlar. Muhalefet temsilcileri halkın nabzını tutmalıymış.
Seçmen halk, bıkma tepkisi gösterdiğine göre belli ki bir muhalefet bilincine ulaşmış. Ancak kimse kimseyi ders vererek bilinçlendiremez; herkesin, her sınıfın kendi öznel koşulları onu bilinçlenir. Buna tam anlamıyla bilinç de denmez, içgüdüdür. Hayvani bir içgüdüdür. Bir aslanın öldürdüğü avını sırtlanlara karşı savunması gibi. Emeğin savunulması bir hayvansal içgüdüdür; bireysel bilince gereksinim yoktur. Sınıf aidiyetini yaşayarak öğrenmek, bilmek ise bilinçlenmedir.

***

Önceden uyarma olmasa da patlayan volkandan kaçılır. Selden, çığdan, toprak kaymasından, yırtıcı hayvanlardan kaçılır. Napoleon istilasından, Hitler istilasının önünden insanlar kitleler halinde kaçtılar. Sivil halkımız da Fransızın, Yunanın önünden kaçtı. Çukurova’nın “kaçkaç” dönemi ünlüdür.
Bir halk, iktidardan hoşnut değilse yapacağını bilir, bilmeli. Kazıkçı lokantaya gitmemek gibi. “Alnı secdeye değme”yi siyasal ölçüt yapan bir halk; dindarlığı, uygulamaları, gündelik hayatı skandallarla tıka basa dolu ve iyice sapkın, siyasal ahlakı yüz kızartıcı, AKP gibi bir partiye neden oy verir? Bunun kaynaklarını halkın zihinsel ve ruhsal yapısında aramak gerekiyor.

***

Çarlık Rusya’da, aralarında Narodniklerin (Halkçılar) de bulunduğu genç devrimciler Sibirya’ya sürgüne gönderilirken, geçirildikleri caddelerde çiçek atması gereken halk tarafından yuhalanıp taşlandıkları unutulmamalı. Görenekleri ve inançlarıyla halka tapan Dostoyevski, Sibirya sürgününde adi köylülerin okumuş kentlilerden nefret ettiklerine tanık oldu. Halkçı gençlik, halkın arasına karışmak, halk gibi yaşamak için doktor olarak, hastabakıcı ve hemşire olarak, tarım işçisi, demirci ve oduncu olarak köylere gitmişlerdi. Kızlar öğretmenlik sınavlarına girdiler; ebelik, hemşirelik, öğrendiler; köylere gittiler, nüfusun en yoksul kesimlerine adadılar kendilerini. Kafalarında devrim yapmak düşüncesi de yoktu; sadece okuma-yazma öğretmek ve yardımcı olmak istiyorlardı. Ama köylüler onlara değil, kendilerini ezen çarlık düzenine inanmayı sürdürüyordu.

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
R.T. Erdoğan ve din işleri 23 Nisan 2024 | 181 Okunma R.T. Erdoğan Öğrenim Birliği’ne karşı 21 Nisan 2024 | 141 Okunma R.T. Erdoğan ve 27 etnik grup 19 Nisan 2024 | 258 Okunma Sorumluluk 16 Nisan 2024 | 98 Okunma TBMM başkanı ve 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu 14 Nisan 2024 | 109 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar