İki 26 Ağustos ama hangisi?

Cumhuriyet gazetesi yazarı Özdemir İnce bu hafta 'İki 26 Ağustos ama hangisi?' başlıklı yazısını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malazgirt Zaferi’nin 952. Yıldönümü Kutlama Programı’nda yaptığı konuşma üzerine kaleme aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malazgirt Zaferi’nin 952. Yıldönümü Kutlama Programı’nda yaptığı konuşmadan alıntı yapıyorum:

“Sözlerimin hemen başında Anadolu’yu bizlere vatan haline getiren tüm kahramanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi, gönül sultanlarımızı rahmetle, şükranla yâd ediyorum. Sultan Alparslan’ın ve ordusunda yer alan her bir neferin bize emaneti olan bu toprakları kanımızın son damlasına kadar koruma azim ve kararlılığımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz.

Bin yıllık varlığımıza rağmen bize insanlığın en eski yurdu Anadolu’yu yâr etmek istemeyenlerin sürekli birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize saldırmasının sebebi işte budur.”

Anadolu’nun Türklerin yurdu olması tarihin, coğrafyanın ve iklimin diyalektik sonucudur. Buna Erdoğan “kader” de diyebilir. Hamasete gerek yok! Yurdumuzu elimizden almak isteyen olası düşmanlar kimler? Şu anda, bildiğim kadarıyla böyle birileri yok ama bundan yüz küsur yıl önce, Anadolu’daki bin yıllık Türk varlığına, İslamcılara göre İslam varlığına son veren Sevr Antlaşması’nın uygulayıcıları vardı. Bu korkunç antlaşmayı yırtıp işgalcileri Anadolu topraklarından atan ve bu topraklara Türk ulusunun adını veren ve Anadolu’yu Türkiye yapan bir başka hareket var. Birinci hareket Osmanlı İmparatorluğu’na varan yolu açtı, ikincisi çağdaş bir Cumhuriyet kurdu ve Türk ulusunu yarattı. Osmanlı İmparatorluğu’nda Türklük yoktu.

R. T. Erdoğan devam ediyor: “Malazgirt’teki şu görüntü, bize sahip olduğumuz tarihin ve kültürün zenginliğini, derinliğini, gücünü ve en önemlisi devamlılığını hatırlatıyor. Bu topraklar bin yıldır üzerinde dalga dalga yükselen, ‘Ya Allah, bismillah, Allahuekber’ nidalarıyla feyizleniyor, bereketleniyor. Bu topraklarda yaşayan insanlar kökenlerine, meşreplerine, farklılıklarına bakmaksızın hep aynı ulvi gaye uğrunda kenetleniyor, bütünleşiyor.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sivil anayasa sefil anayasa 19 Mayıs 2024 | 10 Okunma Vehbi’nin kerrakesi 17 Mayıs 2024 | 161 Okunma ‘Manevi yeterlilik’ demek ne demek? 14 Mayıs 2024 | 191 Okunma Anayasadan önce 12 Mayıs 2024 | 103 Okunma RTÜK ve tasarlanmış suikast 2 10 Mayıs 2024 | 169 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar