Hilafet bayrağı değilmiş ha!

Cumhuriyet yazarı Özdemir İnce bu hafta 'Hilafet bayrağı değilmiş ha!' başlıklı yazısını kaleme aldı.

Son zamanlarda “hilafet isterükçü” şamatalarda çok vahim bir hata yapılıyormuş da bizim haberimiz yokmuş! Çok ayıp! Bu feci hatayı Hürriyet gazetesinin dini bütün yazıcısı Ahmet Hakan, 3 Ocak 2024 tarihli köşesinde ve “Aklı karışıklar için kılavuz” başlığı altında biz cahilleri uyarıyor. Ne de olsa imam hatip mezunu. Kendisine teşekkür edelim:

[Olaylar şöyle gelişti: Galata Köprüsü’nde “Şehitler ve Filistin Yürüyüşü”ne katılan bir vatandaş, eylem alanından ayrıldıktan sonra bir şahsın saldırısına uğradı. Saldırıya uğrayan vatandaşın elinde üzerinde “kelimei tevhit” yazan bir bayrak vardı. Bu bayrağın “hilafet bayrağı” olduğunu öne sürenler oldu. Bunun üzerinden büyük bir tartışma doğdu. İçinde hilafet, bayrak, yumruk, tutuklama, eline sağlık gibi sözlerin bolca geçtiği muazzam bir tartışma. Bugün yazı günüm olmamasına rağmen ben de bu konuya bir kılavuzla girmek istedim.

- Hilafet bayrağı: Böyle bir bayrak yoktur. Tarihte de yoktur, bugün de yoktur. Üzerinde “kelimei tevhit” yazan bayrağı hilafet bayrağı sanmak cehalettir. Bunun üzerinden siyasi analiz yapmak ise kallavi bir cehalettir.

- Kelimei tevhit: “Hilafet bayrağı” denilen şey, üzerinde “kelimei tevhit” yazan bir bayraktır. “Kelimei tevhit” ise “Allah’tan başka ilah yoktur” demektir. İmana, İslama giriş sözüdür.

- Gazze yürüyüşü: 1 Ocak günü sabah saatlerinde Galata Köprüsü’nde yapılan yürüyüşte hilafet çağrısı yapılmamıştır. O yürüyüşte iki konu gündeme getirilmiştir: PKK terörü ve İsrail terörü. Hilafet kelimesinin “h”si bile geçmemiştir o yürüyüşte.]

Sözcü (3.1.2024) yazarı Soner Yalçın da aynı kaygı ile yazıyor ve “Her Arapça yazıyı, sembolü görünce aklınıza irtica gelmesin! Müslüman kimliğine bu kadar yabancılaşmayın” diyor! Der, desin! Ama Türkiye’de Müslümanlarda bile “Müslüman kimliği” yoktur. Olmasa iyi olur! Yoksa Araplaşır! Soner Yalçın kardeşimiz yazısını bir kez daha düşünmeli. Konumuz o değil, Ahmet Hakan...

Ahmet Hakan’dan sözcüklerin ve dilsel imlerin (işaretlerin) anlam koşul ve boyutlarını bilmesini isteyemeyiz. İslamcıların yaptığı bir gösteride taşınan her türlü tabela anlamını, Arap yazısını ve dilini bilmeyen biri için, gösterinin konusu belirler ve sınırlandırır. Bayrağın üzerindeki yazı ister “kelimei tevhit” ister “kelimei tefrik”, ister “kelimei aşkı ilahi” olsun hepsine “hilafet” ve “halifelik” bağlamında anlam yüklenir. İsterse “Kahrolsun istibdat!” yazsın !

Bu konuda yapılan eleştirilerin hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Türkiye’de bir Cumhuriyet çocuğu, bir Türk çocuğu için Arapça ve Arap harfleriyle yazılan dükkân tabelaları bile küfürdür. Böyle bir inceliği Ahmet Hakan’dan beklemek saflık olur.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Eskiye dönüş 28 Nisan 2024 | 106 Okunma Maçı hakem bitirir 26 Nisan 2024 | 195 Okunma R.T. Erdoğan ve din işleri 23 Nisan 2024 | 311 Okunma R.T. Erdoğan Öğrenim Birliği’ne karşı 21 Nisan 2024 | 145 Okunma R.T. Erdoğan ve 27 etnik grup 19 Nisan 2024 | 261 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar