Beka mı bak ha mı?

“Beka” Arapça bir sözcüktür, “ka”sı uzun okunur. “Devam, sebat, evvelki hal üzere kalmak, bâkilik” anlamlarına gelir. Bir örnek: “Beka-yi şöhret”; “şöhretin bekası ve iyi...

“Beka” Arapça bir sözcüktür, “ka”sı uzun okunur. “Devam, sebat, evvelki hal üzere kalmak, bâkilik” anlamlarına gelir. Bir örnek: “Beka-yi şöhret”; “şöhretin bekası ve iyi nâmın kalması” anlamındadır. Aynı kökten gelen “Bâki”nin de “Tanrı”, “kalıcı” ve “dâimî” anlamlarına geldiğini yazmak, bu yazının anlaşılması bakımından çok gerekli.
İki ahbap partinin şeyhleri ve onların yamakları “Türkiye’nin bekası” (kimileri “ka”yı kısa söylüyor) diye bir terane tutturmuşlar. Tutturabilirler! Keyiflerinin kâhyası değiliz! Ama bu safsata keyfin bekasından yana da değiliz elbet!
Çağımızda hiçbir devlet, Hitit, Asur ve İnka devletleri, İskender ve Roma İmparatorlukları gibi sona ermez. Ancak sadece Türkiye’nin değil ABD başta olmak üzere bütün devletlerin ebediyen yaşayıp yaşamayacağını bilemeyiz. Ancak Erdoğan & Bahçeli “Adi Ortaklık”ının amansız bir beka sorunu var.

***

1 Mart 2019 tarihli Hürriyet’ten aktarıyorum: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Tarih cahilleri bekayı bilmez, ecdadı özümsememiş köksüzler bekayı itiraf edemez” dedi. Twitter’dan paylaşımlarda bulunan Bahçeli, şunları kaydetti: “Türk milleti tarih kadar eskidir; bu nedenle hem tarih yazmış hem de tarih yapmıştır. Türk milleti tarihten çekip alındığında tarih diye bir şey de kalmayacaktır. Beka dediğimiz zamanlar üstü gerçek aslında tarihle ilgilidir. Tarih olmak, tarihi olmak, tarihe gömülmek, tarihe yön vermek, tarihi inşa etmek farklı farklı anlamlar ihtiva etmektedir. Tarih cahilleri bekayı bilmez, ecdadı özümsememiş köksüzler bekayı itiraf edemez.”
Bir devletin, bir ulusun bekası yani varlığını sürdürmesiyle en küçük ilgisi olmayan lafügüzaf! Bizim memlekette böyle konuşana zort çekerler. Tarihte “zamanlar üstü” bir beka iddiasına ancak budalalar inanır.

***

Bahçeli Bey, sanki bir altın damarı bulmuş gibi resmi Twitter hesabından devam ediyor (Sözcü, 8.3.2018): “Ne büyük bir şuursuzluk, bekaya inanmıyorlar, bekayı inkâr ve ihmal ediyorlar. Hâlbuki beka olduğu için bugün varlar, beka kadar meşru ve mevcutlar. Beka olmasaydı siyaset ve siyasetçiden bahsetmek mümkün müydü? Beka olmasaydı vatan ve milli varlıktan söz edilir miydi? PKK beka sorunudur, PYD/ YPG beka sorunudur, FETÖ beka sorunudur, emperyalizm beka sorunudur, siyasi ve ekonomik suikastlar beka sorunudur. Bekayı kabullenmeyen belaya kucak açar. Geldiğimiz bu aşamada ‘zillet’ beka sorununa dönüşmüştür.” (DHA)
Hey Allah’ım bu ne sığlık! Sanki Monsieur de la Palisse, “Ölmeden on dakika önce yaşıyordu Niyazi!” diyor. Evet, doğrudur, amma cılktır yeğen!

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
R.T. Erdoğan ve 27 etnik grup 19 Nisan 2024 | 245 Okunma Sorumluluk 16 Nisan 2024 | 98 Okunma TBMM başkanı ve 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu 14 Nisan 2024 | 109 Okunma Sanki düşman işgali 12 Nisan 2024 | 181 Okunma Şeriat mahkemelerinin kaldırılması 09 Nisan 2024 | 97 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar