ŞARKILARI KENDİSİNE SÖYLEYEN KADIN...

“Siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz...” Ahmet Kaya’nın bu unutulmaz şarkısı söylenirken, seyircileri izledim bir süre. “Taş duvarlar yıkıp geldim, demirleri söküp geldim, hayatımı...

“Siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz...” Ahmet Kaya’nın bu unutulmaz şarkısı söylenirken, seyircileri izledim bir süre. “Taş duvarlar yıkıp geldim, demirleri söküp geldim, hayatımı yakıp geldim hey” kısmında salondan yükselen alkış ve masalardan gelen ‘bravo’ sesleri, gecenin doruk noktasıydı.
Deniz Seki, bugüne kadar hiç anlamadıysa bile, şimdi mutlaka biliyordur insanların gözündeki değerini, aldığı hapis cezasının kamu vicdanında karşılık bulmadığını... Yıllar önce Cine 5’te, ‘Başka Yerde Yok’ programına konuk olarak geldiği zaman tanımıştım onu...
Konuşurken değil, şarkılarını söylerken mutlu olan bir insan izlenimi bırakmıştı bende.
Sonra Günay’da sahne aldığı dönemde seyrettim bir kez daha... İşini iyi yapan, şarkılarına ve salona hakim bir kadın vardı karşımda. Ama Çarşamba akşamı bambaşka bir Deniz Seki gördüm, her parçada biraz daha devleşti. Bir ara, 33 yıllık dostum, Emre Altuğ’un kulağına “Deniz kendisi için söylüyor bu şarkıları” dedim. O da, “En güzeli bu ya zaten” diye karşılık verdi. Doğru, ister futbol olsun ister tiyatro, bir işi keyif alarak yaptığı zaman en iyisini yapar insan, Deniz Seki de keyif alarak söyledi şarkılarını...
Aşka inanmış, bu inanışın bedelini sonuna kadar ödemiş, hayata karşı mücadelesinden galip çıkarken, bu uğurda geride bıraktıklarını unutmamış bir kadın o...
Şimdi eserlerini kendine, hayatın kazandırdığı tecrübelere göre söylüyor ve bu işi müthiş yapıyor...

Gazino kültürünü özlemişiz

Alaçatı demek, biraz şort biraz parmak arası terlik demektir genelde... Çarşamba akşamı son derece şık hanımefendiler ve beyefendiler gördüm Gazino Sako masalarında.
Yemeği ve sohbeti bir kenara bırakıp, tüm dikkatini sahneye veren insanlar vardı.
Kimseyi rahatsız etmeden ve rahatsız olmadan eğlenebilme kültürünün bu topraklarda halen hüküm sürdüğünü gördüm ve buna sevindim en çok.
Sevgili Emre Altuğ, gazino kültürünü diriltmeye karar verdiğinde sevinmiş, ama acaba ‘karşılığı olur mu?’ diye de merak etmiştim.
Gördüm ki olmuş.
İstanbul’da tek bir gazino yok şu an, İzmir’de fuar zamanı tüm ünlülerin sahne aldığı gazinolar da yok çok uzun zamandır.
Ama Alaçatı’da işleyen ve düzgün bir gazino var işte...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Döner değil samimiyet lazım… 24 Nisan 2024 | 262 Okunma Tanrı Dağları’nın eteklerinde bir vaha: İli 21 Nisan 2024 | 509 Okunma İyi yurttaş yetiştirme mecburiyeti... 19 Nisan 2024 | 172 Okunma Ortadoğu’da satranç başka türlü oynanır... 17 Nisan 2024 | 411 Okunma Hakkâri ve Şırnak’a bakıp, PKK terörünü anlamak… 14 Nisan 2024 | 446 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar