Mitokondrilerimiz azaldıkça biz yorgun düşeriz

Yaşlanınca giderek azalan enerjimizin, belirginleşen yorgunluk halleri ve isteksizliklerimizin mühim bir nedeni de bizimle birlikte yaşlanan ve sayıları azalan mitokondrilerimiz ile mitokondrial gücümüzdür.Mitokondrilerimizi genç ve...

Yaşlanınca giderek azalan enerjimizin, belirginleşen yorgunluk halleri ve isteksizliklerimizin mühim bir nedeni de bizimle birlikte yaşlanan ve sayıları azalan mitokondrilerimiz ile mitokondrial gücümüzdür.
Mitokondrilerimizi genç ve güçlü tutmak, düzenli olarak yeni mitokondriler üretmek zorundayız.
Bunun yolu da daha sık, etkili ve düzenli egzersiz yapmak ve bu sayede “kas erimesi” sorununa çare bulmaktan geçiyor.
Hatırlayalım:
Kas erimesi mühim bir sorun, ne var ki çoğumuz bu önemli tehlikenin farkında bile değiliz. Oysa 70 yaşına giren birinin sahip olduğu kas miktarı 40 yaşına oranla yüzde 30 daha az. Yani işi oluruna bırakırsanız kaslarınız göz göre göre eriyip gidiyor.
Erimeyi önlemenin yolu da öncelikle fiziksel aktiviteden ve tabii ki biraz da mitokondri yaşlanmasını azaltan doğal desteklerden geçiyor.
Peki nedir o doğal destekler diyorsanız aşağıdaki kutuyu lütfen biraz daha dikkatli okuyun.

Mitokondriye güç veren destekler neler?

Her hücrenin yaşamını sürdürebilmesi için mitokondrilere yani ihtiyacı olan enerjiyi üreten “enerji santrallerine” ihtiyacı var. Bir hücrenin ne kadar mitokondriye sahip olacağını da, üstlendiği faaliyetin yoğunluğu belirliyor. Bu nedenle de en çok mitokondrisi olan hücreler kalp kası hücreleri. Bunları beyin ve iskelet kas hücreleri ile karaciğer ve böbrek hücreleri izliyor.
Kalp kası hücrelerinin neredeyse yüzde 50’sini mitokondriler oluşturuyor. Oran beyin hücrelerinde yüzde 30-35, karaciğer ve böbrekte ise yüzde 20-25’lerde. Son derece sakin bir metabolik hayat süren kemik ve yağ dokusu hücrelerinde ise ancak 2-3 mitokondri bulunuyor.
Mitokondriler azaldıkları veya işlerini yeterince yapamadıklarında da kronik yorgunluk sendromundan fibromiyaljiye bağışıklık zayıflığından hızlı yaşlanmaya bir dizi sorun başlıyor.
Bu gibi durumlarda bazı desteklerden istifade etmekte fayda var. Bu desteklerden beşi bence çok önemli. Bu beşliden nasıl, ne dozda ve süre ile yararlanacağınıza ise testlerden sonra karar veriliyor. O beş destek ise şunlar...
• Glutation
• CoQ10 (ubiquinol)
• N-Asetil Sistein veya glutation
• Asetil L-Karnitin
• Alfa Lipoik Asit

Bu film başka film

Burnunuza, boğazınıza, bronşlarınıza ya da idrar yollarınıza yerleşen kronik enfeksiyonların tedavilere neden dirençli olduklarını biliyor musunuz?
Yanıt net ve açık: Bu bölgelere yerleşen ve kronikleşen o enfeksiyonların oluşturduğu biyofilm yapılar bu direnci oluşturuyor.
Peki bu biyofilm tabakalarını kırmada, onları yok etme ya da azaltmada yardımcı olabilecek doğal destekler var mı?
Var! Mesela N-Asetil Sistein! Mesela elma sirkesi, zencefil, propolis, çinko, magnezyum sitrat gibi destekler.
Mesela kekik yağı, zerdeçal, sarımsak gibi tanıdık bildik doğal ilaçlar.

Mükemmel bir antifüze koruma kalkanı

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni yaşınız kutlu olsun... Epigenetik yaş 25 Nisan 2024 | 464 Okunma Epigenetik besinlerde ilk 10 22 Nisan 2024 | 439 Okunma Beslenmede yeni bir çağ başlıyor 20 Nisan 2024 | 520 Okunma Yeni bir iyi hayat sırrı: Sinaptik plastisite 18 Nisan 2024 | 534 Okunma Hangi vitamin daha değerli 15 Nisan 2024 | 729 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar