Kemikler ve kıkırdaklar neden eriyor?

Yaşı 40’ı geçen hemen herkesin ortak bir derdi var: Eklem sorunları! Eskiden 60’ından sonra bile pek az görülen bu tür sorunlar şimdilerde neredeyse 30’lu yaşlarda bile can sıkmaya başlayabiliyor. Rakamlara...

Yaşı 40’ı geçen hemen herkesin ortak bir derdi var: Eklem sorunları! Eskiden 60’ından sonra bile pek az görülen bu tür sorunlar şimdilerde neredeyse 30’lu yaşlarda bile can sıkmaya başlayabiliyor. Rakamlara bakılırsa her üç yetişkinden birinin dizi, kalçası, omuzu, sırtı, boynu ya da beli ağrıyor. Peki, ne oldu da kemik ve eklemlerimiz bu kadar sık ve erken hastalanıyor? Ne oldu da bu ölçüde kıkırdak kaybına uğruyor?

Yaşı 40’ı geçen hemen herkesin ortak bir derdi var: Eklem sorunları! Eskiden 60’ından sonra bile pek az görülen bu tür sorunlar şimdilerde neredeyse 30’lu yaşlarda bile can sıkmaya başlayabiliyor. Rakamlara bakılırsa her üç yetişkinden birinin dizi, kalçası, omuzu, sırtı, boynu ya da beli ağrıyor. Peki, ne oldu da kemik ve eklemlerimiz bu kadar sık ve erken hastalanıyor? Ne oldu da bu ölçüde kıkırdak kaybına uğruyor? Tendonlarımız neden kopuyor, bağ dokumuz eriyor? İskeletimizin yapısı kemiklerimizin bütünlüğü neden hızla bozuluyor? Kısacası kemik ve eklemlerimiz neden hızla yaşlanıyor?
Yukarıdaki soruların bir değil, birçok yanıtı olsa da en önemlisinin beslenme hatalarımız olduğu kesin. İkinci sıraya ise aktivite yanlışlarımızı yazmamız gerekir. Başka hatalarımız da var ama sadece bu ikisi bile “eklem ve kemik bozar” nedenlerin yüzde 90’ını oluşturuyor. Detaylar için buyurun...

GAG fakiri olduk

Glikozaminoglikan (GAG) denilen maddelerin (kolajenin, hyaluronun) doğal kaynakları öncelikle kemikli hayvan etleridir. Bunları kazanabilmek için de biz tavuğu, hindiyi, kırmızı eti, balığı tencerede bol suyla kısık ateşte sulu tencere yemeği veya buğulama şeklinde pişirmek sonra da onu suyu ile birlikte afiyetle yemek zorundayız.
Yemeği suda uzun pişirerek içlerindeki GAG’ların (bunlara jelatin yapısındaki maddeler de diyebiliriz) o yemeğin suyuna geçmesine müsaade etmemiz gerekiyor.
Ne var ki biz artık tavuğun, etin kemiğini, balığın kılçığını görmüyor, tavuğun göğsünü, etin sırtını, balığın kılçıksızını yiyoruz. Pişirme yöntemi olarak tencere yemeklerini çoktan terk etmiş durumdayız. Bu sayfanın okurlarının tamamına yakını da sanırım kelle paça çorbayı, iliğiyle birlikte pişirilmiş sulu et yemeklerini, tavuk suyu çorbalarını unutmuş olmalılar.
Oysa bu besinlerin hepsi eklemlerimiz, özellikle de kıkırdaklarımız için hayati değere sahip bağ dokusu ana maddesi kolajen, hyaluronik asit ve diğer glikozaminoglikan’larla tıka basa dolu.
Kelle-paça çorba ya da tavuk suyu çorba da sofralarımızdan çoktan uzaklaştı...

Esas sorun kolajende

Kemik ve eklemlerin ortak yapılarında kolajen ve kıkırdak dokusu mutlaka var. Kıkırdak, son derece hassas, elastik ve kaygan çok özel bir yapılanma. Eklem içi sıvıyla da devamlı bir iletişim halinde. Gereğinde o sıvıdan beslenip kayganlaşıyor. Gereğinde de kendisi o sıvıyı daha kaygan ve harekete müsait hale getiriyor.
Bu son derece hassas iki yapının da esasını kolajen, hyaluronik asit ve diğer glikozaminoglikan’lar (GAG) oluşturuyor.
Şu da mühim: Kıkırdak dokusunda da diğer dokular gibi sürekli bir yıkılma ve yeniden yapılanma var. Yeniden yapılanma için de bedenimize sürekli ve düzenli biçimde kolajen, hyaluronik asit ve farklı GAG’ları kazandırmamız gerekiyor. Sorunumuz da zaten tam da bu nokta da başlıyor. Yeni beslenme tarzımız (yani modern beslenme denilen kötülük!) bizi bu doğal ve çok mühim yapılardan mahrum hale getiriyor.
Neticede eklemlerin ihtiyaç duyduğu destek maddelerini yeterince kazanamıyoruz. Peki niçin? Yanıtı aşağıdaki kutuda bulacaksınız.

Sakatat kadar sebze yemeli, salata da önemli

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Epigenetik besinlerde ilk 10 22 Nisan 2024 | 437 Okunma Beslenmede yeni bir çağ başlıyor 20 Nisan 2024 | 518 Okunma Yeni bir iyi hayat sırrı: Sinaptik plastisite 18 Nisan 2024 | 528 Okunma Hangi vitamin daha değerli 15 Nisan 2024 | 728 Okunma Şeker tadında bayram olsun 11 Nisan 2024 | 71 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar