Gıda güvenliği yoksa kanser var

LÜTFEN kafamızı kuma gömmeyi bırakıp şu gerçeği hepimiz kabul edelim: Bir ‘kanser salgını’ sorunumuz var! Hem de ciddi ölçüde. Üstelik sorun sadece bizim sorunumuz da değil. Küresel bir sorun....

LÜTFEN kafamızı kuma gömmeyi bırakıp şu gerçeği hepimiz kabul edelim: Bir ‘kanser salgını’ sorunumuz var! Hem de ciddi ölçüde.

Üstelik sorun sadece bizim sorunumuz da değil. Küresel bir sorun. Birinci ve öncelikli nedeninin de “yiyip içtiklerimiz” olduğundan hiçbirimizin şüphesi yok. Evet kanserde genetiğin de rolü var. Evet başta sigara olmak üzere alkol ve diğer kötü alışkanlıklar da birer kanser tetikçisi. Ama problemin neredeyse yarıya yakınının yiyip içtiğimiz kötü, hileli, bozuk, hormonlu besinlerden kaynaklandığını da çok iyi biliyoruz. Ayrıca şeker ve beyaz un tüketiminin tavan yapması, nişasta bazlı fruktoz gibi bir zehrin neredeyse çorbalarımıza bile girmesi, gıdalarımızın genetiği ile oynanması, içlerine hormon, antibiyotik, zirai kimyasalların karıştırılması da çok ama çok mühim nedenler. Sefer Levent’in Hürriyet Ekonomi’de yazdığı gibi sofralarımız hızla kirleniyor. O güzelim geleneksel ve sağlıklı sofralar çaktırmadan ‘kurtlar sofrası’ haline getiriliyor. Kemik tozundan peynir yapanlar, sütsüz dondurmaları çocuklara satanlar, sebzenin, meyvenin, etin, tavuğun, yoğurdun doğal yapısını bozanlar, dönere iç organ, hayvan tırnağı katanlar ortalıkta cirit atıyor. Özetle “GIDA GÜVENLİĞİ MESELESİ” bir “KANSER MESELESİ” hâline gelmiş durumda. Lütfen devlet bu işe daha ciddi şekilde el koysun. Arada bir yuttuğumuz ilaçları didik didik ettikten sonra ruhsat veren resmi otoriteler, sağlığımızı tehdit eden gıdaların üretimi konusuna da bir el atsın. Sevindirici haber şu: Konuya cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da müdahale etmek ihtiyacı duydu. Cumhurbaşkanımızın müdahalesi yerinde ve sevindirici.

DAMARDA PIHTI VARSA DİKKAT EDİN

DAMARLARIN sertleşip kalınlaşması, içlerinin pıhtı/plaklarla dolması mühim bir sağlık tehdidi. Sorunun özellikle kalbimiz ve beynimiz için son derece tehlikeli sonuçları var. Kalp krizlerinin ve inmelerin önemli bir bölümü bu sorundan kaynaklanıyor. Bilmemiz gereken önemli bir ayrıntı da şu: Damar sertliği yaygın bir hastalık. Kalp damarlarında pıhtı/plak varsa az veya çok beyin, böbrek ve diğer organları besleyen damarlarda da pıhtı/plaklar olabiliyor. Bu nedenle herhangi bir damarda pıhtı/plak saptandığında özellikle kalp ve beyni besleyen damarların dikkatle gözden geçirilmesi ve bazı önlemlerin süratle alınması gerekiyor. Bu yapılmadığı takdirde bugün kalp krizi ile kapınızı çalan sorun, yarın beyin krizi, öbür gün hipertansiyon ya da böbrek yetmezliği ile karşınıza çıkabiliyor. “Hangi önlemler alınmalı?” diyorsanız yandaki kutuya göz atmanızda fayda var.

DAMAR KORUYUCU ÖNLEMLER

BI-RA-KI-LA-CAK

- Sigara bırakılacak.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni yaşınız kutlu olsun... Epigenetik yaş 25 Nisan 2024 | 460 Okunma Epigenetik besinlerde ilk 10 22 Nisan 2024 | 439 Okunma Beslenmede yeni bir çağ başlıyor 20 Nisan 2024 | 520 Okunma Yeni bir iyi hayat sırrı: Sinaptik plastisite 18 Nisan 2024 | 534 Okunma Hangi vitamin daha değerli 15 Nisan 2024 | 729 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar