Türkiye’nin muhafazâkar ve seküler yorgunluğu 

Gönül yorgun düştüğünde; yürek dilsiz kalır. Mevlana.

Osmanlı’nın çöküş dönemi ve cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar en büyük çatışma, din ve dindarlık üzerine oldu.

Anadolu muhafazakârlığı, bastırılmış inanç ve duygular dünyasıyla inşa ettiği dindarlık ile devletin dayattığı dindarlık arasında kuşaklar boyu çatışıp durdu.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren mevsimlik ürün muamelesi gören dindarların, depolarda çürümeye terk edilen mahsuller muamelesine tabi tutulmaları büyük travmaların yaşanmasına sebep oldu.

Cumhuriyetin GDO’lu dindarlık mühendisliği başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

1987-90 Turgut Özal’lı yıllar ve AK Parti’nin 2003-2011 yılları Türkiye için büyük şans ve umut dolu yıllardı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Uyuşturucu pandemisi sessiz ve derinden geliyor 22 Eylül 2020 | 146 Okunma İstanbul Sözleşmesi’ne kadınlardan iki farklı yaklaşım  11 Ağustos 2020 | 222 Okunma İstanbul Sözleşmesi’nden aileyi ve toplumu koruma tartışması  04 Ağustos 2020 | 155 Okunma Suriye; Bosna ve Srebrenitsa’nın kaderini yaşıyor  14 Temmuz 2020 | 63 Okunma Etiyopya’da ne oluyor? 07 Temmuz 2020 | 399 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar