Suriyelileri, ideolojik obje değil, insan olarak görelim

Suriyeliler vatandaş olsun mu olmasın mı tartışmasının sonu asla gelmeyecek.  Meseleye önyargıyla siyasi ideolojik olarak değil, insani açıdan bakarsak ancak bu tartışmayı doğru zeminde ele alabiliriz. Bir de...

Suriyeliler vatandaş olsun mu olmasın mı tartışmasının sonu asla gelmeyecek.

 Meseleye önyargıyla siyasi ideolojik olarak değil, insani açıdan bakarsak ancak bu tartışmayı doğru zeminde ele alabiliriz.

Bir de Suriyeli sığınmacılar ile ilgili tartışmaların siyasi, ideolojik boyutunu kaşımaktan ziyade insan hakları ve vicdan perspektifinden yapılması daha gerçekçi olur.

Zorunlu göç ve mülteci olgusu insanlık tarihi kadar eski, sosyolojik bir gerçektir.

Yakın tarihte Birinci ve İkinci Dünya Savaşı döneminde milyonlarca Alman vatandaşı, gemilere atlayarak Amerika’ya göç etmek zorunda kalmış ve orada çok büyük dil, din, ırk açısından baskılar görmüştür.

İkinci Dünya Savaşı’nda yerle bir olan Almanya yeniden inşa edilirken Asya, Balkanlar ve Kuzey Afrika ülkelerinden göç ve mülteci kabulünü davul zurna ile gerçekleştirmişti.

Almanya şu an 1 milyon Suriyeliyi barındırma programı ile meşgul.

Türkiye’den Avrupa’ya 1960’lı yıllardan bugüne kadar mülteci ve göçmen olarak gidenlerin ve çifte vatandaşlık alanların toplam sayısı 4 milyonun üzerindedir.

Şimdi gelelim Türkiye’deki Suriyelilerin durumuna. İlk etapta 30-40 bin kişiye öncelik verilecek. Beyaz yakalılar ilk sırada olacak. Toplamda 300 bin Suriyeliye, aileleriyle vatandaşlık verilecek. Bir yıl içindeki seçimde oy hakları olmayacak.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Uyuşturucu pandemisi sessiz ve derinden geliyor 22 Eylül 2020 | 146 Okunma İstanbul Sözleşmesi’ne kadınlardan iki farklı yaklaşım  11 Ağustos 2020 | 222 Okunma İstanbul Sözleşmesi’nden aileyi ve toplumu koruma tartışması  04 Ağustos 2020 | 155 Okunma Suriye; Bosna ve Srebrenitsa’nın kaderini yaşıyor  14 Temmuz 2020 | 65 Okunma Etiyopya’da ne oluyor? 07 Temmuz 2020 | 401 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar