Balkanlar’da ramazan buluşması

- Kosova

Ve iyilik ayı ramazan geldi.

Ramazan, insanın öncelikli olarak kendisine iyilik yapma, gözden geçirme, kontrol etme, zayıf, güçlü yanlarını tanıma ve tanıtma fırsatını yakalayabileceği bir aydır.

Kendimizden başlayarak yakından uzağa hiç tanımadığımız insanların, coğrafyaların maddi manevi sorunlarını gidermekle mükellef olduğumuz bir aydır ramazan. Maddi ve manevi bütün sahip olduklarımızı paylaşmak zorunda olduğunuz bir ay.

Hiç tanımadığınız birine Balkanlar’dan Afrika’ya, Orta Asya’dan Kafkaslar’a, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya ruhunda, gönlünde, elinde ve avucunda var olanı paylaşmaktır.

Kardeşinin, mazlumun, mağdurun, zayıfın, yolda kalmışın, miskinin, ihtiyarın, yetimin farkına varmaktır.

Eşrefi mahlukat olduğunun fakına varmaktır ramazan.

İHH İnsani Yardım Vakfı’mızın bu yıl ramazan ayında 104 ülkede 2 milyon insan ile buluşmasına Balkanlar’da tanıklık ediyoruz.

Balkanlar’da 10 ülke ve bölgede Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Makedonya, Kosova, Sancak, Preşeva, Arnavutluk, Karadağ ve Bosna’da ramazan buluşmasındayız.

Ramazan vesilesiyle gıda paketleri dağıtımı, iftar sofraları kurulması, yetimlere bayramlık elbise dağıtımı ve eğitim yardımı için Kosova’dayız.

Priştine, Rahovec, Gilan, Cakova, Prizren ve Mamuşa bölgelerinde ramazan buluşmalarımız sürüyor.

Balkanlar’ın tarihi ve yüreği her ne kadar bize yakınsa da bu yakınlık her geçen gün git gide bizden uzaklaşıyor.

İslam coğrafyalarında yaşayan Müslüman dindaş ve soydaş kardeşlerimiz ile sadece ramazan ve kurban vesilesiyle buluşmamızın yeterli olmadığını üzüntü ile görüyoruz.

Balkan Müslümanlarının çok ciddi kültürel, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlarla yapayalnız boğuşmakta olduklarına şahit oluyoruz.

Son yıllarda resmi kurumlarımızın varlığı her ne kadar sevindirici olsa da bu kurumlarımızın vizyon, misyon yeterlilik ve koordinasyon probleminin devam etmesi üzücü bir durum.

Balkan Müslüman topluluklarının, Batılı ülkelerce çok ciddi bir kültürel, ekonomik ve siyasi kuşatma altında olduklarını görüyoruz.

Balkanlar’da sürdürdüğümüz resmi ve sivil faaliyetlerin orta ve uzun vadeli gerçekçi, akılcı bir muhakeme ve muhasebeye ihtiyacı var.