Macron’un OECD’nin yıllık "Beyin Fırtınası Toplantısı"nın kapanış konuşması

Geçen hafta iki gün süren OECD’nin “Beyin Fırtınası Toplantısı"nın kapanış konuşmasını yapan Macron, üç tehlikenin; görmezden gelme, korumacılık silahı ve dizginleri sıkı...

Geçen hafta iki gün süren OECD’nin “Beyin Fırtınası Toplantısı"nın kapanış konuşmasını yapan Macron, üç tehlikenin; görmezden gelme, korumacılık silahı ve dizginleri sıkı tutan devlet olduğunu açıkladı. Ve üç alanın önemine değinirken bunların ticaret, iklim ve vergilendirme olduğnu belirtti. Merkel de verdiği demeç ile Macron’un Avrupa liderliği konusundaki söylemine destek verdi. 

OECD yılda bir kez dünya gidişatına ışık tutmak için bir “Beyin fırtınası Toplantısı" düzenler. Geçen salı çarşamba günleri gerçekleştirilen toplantıda 100 uzman dünyanın gidişatında ne görüp ne görmediklerini dile getirdiler. Toplantının kapanışını, format değişikliğiyle Fransız Cumhurbaşkanı Macron 45 dakikalık metin kullanmadan irticalen yaptığı konuşmayla noktaladı.

Macron, herkesi sorumlu çok yönlü iş birliğine çağırırken, “Fırtınasız tek başına bir yelken yolculuğu mümkün değildir. İşler eski biçimiyle süremez. Dünyadaki sorunları görünmez bir elin çözebileceğini düşünmek safdillik olur” diyor. Macron, içinde bulunulan durumu, “Artan eşitsizlikler toplumlarda güven duygusunu azalttı, kamusal kırgınlık oluştu. Bununla da kalınmadı küreselleşme tepkisini ‘diktacı liderler’ çıkardı/ çıkarıyor. Terörizm de globallaşmenin bir uzantısı olarak, her yerde karşımıza çıkıyor” diye tanımlıyor.

Bu tabloya sırt çevirmenin sadece toplumsal soyutlamayı getirebileceğini açıklayan Macron, Avrupa kıtasının kendi acı geçmişi nedeniyle bu durumu iyi bildiğinin altını çizerek, üç tehlikeden kaçınılması gerektiğini açıklıyor. Bunları; görmezde gelme hali, korumacılık silahı ve dizginleri sıkı tutan devlet sistemi olarak sıralıyor. Macron, bunların hiç birinin çare olamayacağını, bunları çare görmenin tarihi unutmak olacağını söylüyor.

Macron, üç alanın ticaret, iklim ve vergilenmenin önemine değiniyor.

Ticaret konusunda kota/yasaklama değil, Dünya Ticaret Örgütü'nün kurallarıyla yaşatılmasını öneriyor. Onu yaşatmanın bir insanlık borcu olduğunun altını çizerek, ‘Ticaret savaşında herkes kaybeder. Bu nedenle sorunlara diyalog içinde ortak çözümler bulmalıyız” yargısını ortaya koyuyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Diyarbakır’dan TSO Başkanı Mehmet Kaya’dan bir kötü bir iyi haber 01 Ekim 2018 | 259 Okunma Müteahhitlerden “kamuya iş yapılamaz hale gelindi” uyarısı 28 Eylül 2018 | 308 Okunma “Aykırı ses olmadan doğru yol bulunmaz” yazımın okuruma hatırlattığı... 27 Eylül 2018 | 159 Okunma “Aykırı ses olmadan doğru yol bulunamaz” 26 Eylül 2018 | 245 Okunma Güven ve kriz... 25 Eylül 2018 | 139 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar