İşsizliğin en yüksek olduğu kesim gençlik ve yüksek eğitimliler

TÜİK temmuz ayı verileri işsiz sayısının geçen yılın aynı ayına göre 119 bin kişi artarak 3 milyon 443 bine, işsizlik oranının da bir ay öncesine göre yüzde yarım artarak 10.7’ye...

TÜİK temmuz ayı verileri işsiz sayısının geçen yılın aynı ayına göre 119 bin kişi artarak 3 milyon 443 bine, işsizlik oranının da bir ay öncesine göre yüzde yarım artarak 10.7’ye yükseldiğini gösteriyor.

TÜİK verilerinin ortaya koyduğu bir başka sonuç işsizliğin en yüksek olduğu alanların gençlik ve eğitimde yüksek öğrenim görenlerde olduğunu gösteriyor.Genç nüfustaki işsizlik geçen yıla göre yüzde 1.3 puan artışla yüzde 21.1 oranına yükselmiş durumda. Toplam genç nüfus içersinde çalışmayan ve eğitimde olmayanların oranı ise yüzde 26.7’ye yükselmiş durumda. Bu her dört gençten birinin ne çalıştığını ne de eğiim aldığını göseriyor.

En büyük varlığımız olduğunu belirttiğimiz, övünç kaynağımız genç nüfusla ilgili bu tablo, bu konuda hiç vakit kaybetmeden girişimde bulunmamızı, tüketici konumundaki bu gençliği üretici yapmamız, bunun için kalıcı projeler geliştirmemizin zorunluluğunu ortaya koyuyor. Bir yandan da son yıllarda önemli artış gösteren Milli Eğitim bütçemizin gerekli verimlilikte kullanılmadığını gösteriyor.

Eğitim durumuna göre işsizliğe baktığımızda en düşük oranın yüzde 4.9 ile okur yazar olmayanlarda olduğunu, eğitim seviyesi arttıkça işsizlik oranlarının arttığını görüyoruz. En yüksek işsizlik oranının ise yüzde 14’le yüksek öğrenim seviyesinde olduğunu TÜİK verilerinden öğreniyoruz. Bu da eğitim ile iş bulma arasında bir doğru etkileşim olmadığı sonucunu ortaya çıkarıyor. Yüksek öğrenime en yakın eğitimli işsizlik oranı ise yüzde 11 ile mesleki ve teknik okul mezunlarında. Bu tablo hem yüksek öğrenim alan gençlerin hem de teknik öğrenim görenlerin, iş dünyasının taleplerine uygun beceriyle donatılmadığını, eğittimlerinin bu yönden eksik olduğunu ortaya koyuyor.

Bu olumsuz tablo her ay TÜİK işsizlik verileri açıklandıkça biraz daha belirgin olarak ortaya çıkıyor. Bu durum, Milli Eğitim bütçesi, derslik ve öğrenci sayısındaki artışla izah edilebilecek bir durum değil.

O nedenle zaman kaybetmeden, önümüzdeki dönemde iş dünyasının, çeşitli sektörlerde işgüçü taleplerinin ne olacağını araştırarak, eğitim modelimizin ona göre düzenlenmesinin çalışmasını başlatmalıyız.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Diyarbakır’dan TSO Başkanı Mehmet Kaya’dan bir kötü bir iyi haber 01 Ekim 2018 | 260 Okunma Müteahhitlerden “kamuya iş yapılamaz hale gelindi” uyarısı 28 Eylül 2018 | 309 Okunma “Aykırı ses olmadan doğru yol bulunmaz” yazımın okuruma hatırlattığı... 27 Eylül 2018 | 159 Okunma “Aykırı ses olmadan doğru yol bulunamaz” 26 Eylül 2018 | 247 Okunma Güven ve kriz... 25 Eylül 2018 | 139 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar