‘Sen sen olmaktan çık, ben ol...’
Yaşadığımız budur. Dayanamadım yine yazacağım şu Beyaz meselesini. Bu sene hiç izlemedim, ama geçen dönemlerde 1-2 ayda bir, o gün her şeyden uzaklaşmak için beni eğlendiren ve güldüren...
Yaşadığımız budur. Dayanamadım yine yazacağım şu Beyaz meselesini. Bu sene hiç izlemedim, ama geçen dönemlerde 1-2 ayda bir, o gün her şeyden uzaklaşmak için beni eğlendiren ve güldüren adamdı. Başarılı da bulurum. İşinin hakkını vermeye çalışan bir şovmen.
Şu aşağılık linç kampanyasının Beyaz’a yönelmesi karşısında, tam bir infial halindeyim. Bu gazetecilik falan değil, kendilerinden olmayan özellikle ana akımda ve sahnedeki herkesi susturma ve boyun eğdirme işkencesidir. Evet, sizi eskiden olduğu gibi sorgu odalarına almaları gerekmiyor. Bu dönemin yöntemi işkenceci ve linççilerin meydanlara dökülüp açık açık geziyor, yazıyor, çiziyor, hedef gösteriyor ve işkencelerini kamuoyu önünde yapıyor olmaları.
Onurlara, varlığa büyük saldırı
Olay şudur: Ben ne diyorsam onu diyeceksin. Dün, mesela “Apo, HDP vb. iyidir mi diyordum, herkes evet iyidir” diyecek. Bugün “bunlar cani, hain mi diyorum, sen de öyle diyeceksin.”
İnsanların doğrudan varlıklarına büyük bir saldırı ile karşı karşıyayız.
Yanlış anlamayın varlık deyince kastettiğim sadece fiziki değil (bunu yapan gangsterler zaten alanlarda) bireyin en önemli ve saygı gösterilmesi gereken, doğduğundan bu yana deneyimleri ve birikimleri ile inşa ettiği, yontup biçtiği kişiliğidir.
Bireye boyun eğdirme, en büyük aşağılamadır. Tehditle insana yalan söylemeyi dayatmak, işkencenin dik âlâsıdır.
Beyaz’ın o sahnelerindeki konuşmalarına baktım ve sonra gök gürültüsü linç kampanyasına. Ne kadar birbiriyle orantısız haller! Adam, köşesinde iki satır yazabilir, görüş belirtir, sonra geçer gider. Hayır öyle değil.