Olasılıkları bir bir tüketme stratejisi
Dün Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu’nun bir araya gelmesine nasıl bakarsınız? İyi tarafından baktığımda, ülkemizin özellikle demokratikleşme ve terör (ve dış politik...
Dün Kılıçdaroğlu ile Davutoğlu’nun bir araya gelmesine nasıl bakarsınız? İyi tarafından baktığımda, ülkemizin özellikle demokratikleşme ve terör (ve dış politik açmazlar) gibi temel sorunlarını tartışmaları ve iki partinin Meclis’te birlikte hareket etme kararları almaları, sadece sevindirici olur.
Türkiye büyük açmazlar içinde, bölünmeye doğru gidiş tehlikesi dahil. Özellikle Batı’nın Türkiye’ye bakışı, bölünmekte olan ülke bakışıdır. Eğer bu politik bir yaklaşıma dönüşürse, başımız belada demektir. Dikkat edin başımız diyorum, tüm bu durumun yaratıcısı bu iktidar ve liderleri olmasına rağmen; bu ülke bizim...
İki liderin demokratikleşme konusunda (yüksek seçim barajı, hak ve özgürlüklerindoğal işleyişi, basına gerçek özgürlük, yargının gerçekten tarafsız ve bağımsız işleyişinin sağlanması, siyasal partiler yasası, siyasal etik...) anlaşabilmeleri-uzlaşabilmeleri ülke için rahatlatıcı olay olur...
Davutoğlu, hükümetin başı olmasına rağmen, tüm bunlarda yetkili mi, bilmiyoruz, hatta sanmıyoruz bile denebilir.
Siyasi gücü ile dayatıyor
Nedenini biliyorsunuz. Tüm yetki ve sorumluluklar Başbakan’da olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı, partisi ve hükümeti üzerindeki büyük siyasi gücü nedeniyle, bu yetki ve sorumlulukları kullanıyor, en azından paylaşıyor.
Siyasi planda egemen olan Cumhurbaşkanı... Davutoğlu’nun temel meselelerde ancak ve ancak Cumhurbaşkanı’nın onayı ve onunla uzlaşı halinde harekete geçebileceği gözüküyor. Bunu da kabul ediyor.
Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı’ndan yer yer farklı görüşleri savunduğunu biliyoruz. Ama görüşmelerden çıkan sonuç ana konularda Cumhurbaşkanı’nın iradesini kabul şeklindedir.
Mesela 7 Haziran seçimlerinden sonraki tabloda, Davutoğlu gerçekten CHP ile koalisyon görüntüsü verdi, ama bunu gerçekleştiremedi.