Gerçekdışılığı savunanların öldürdüğü insanlar

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı'nın bugünkü (05.04.2022)''Gerçekdışılığı savunanların öldürdüğü insanlar'' başlıklı yazısı.

Şu sıralarda gerçi itibarlarını çok kaybettiler, sesleri kısıldı, aşıların büyük koruyuculuğu ortaya çıkınca, TV ekranlarına da her ne kadar gerçekdışı olsa da “ilginç bakış” olarak çıkarılmaz oldular. Zaten safsataya, bilimdışılığa prim verilmesi kadar yanlış bir yayıncılık olamaz, çünkü a) Tartışılır ciddi tarafı yok, b) Halk sağlığı ve insan düşmanlığı ile topluma büyük zararı var.

Evet, “aşı karşıtları”ndan ve “aşı üretip satacaklarca laboratuvarda uydurulmuş virüs” söylemleriyle zihinleri bulandıranlardan ve binlerce insanın ölümüne yol açanlardan bahsediyorum.

Toplam 10 milyon kadar insan öldü dünyada..

Başka konulardaki yazarlık kimlikleriyle toplum üzerinde etkili olan sözde “kanaat önderleri”nin, öldürücü salgın üzerine, üstelik sistematik olarak fikir beyanında bulunmalarının ne kadar tehlikeli olduğu net biçimde ortaya çıktı.

Çünkü halk sağlığı konusunda büyük sorumluluk taşıyan bu konu, “Sen öyle düşünüyor olabilirsin, ama ben de böyle düşünüyorum” biçimindeki, sıradan bir münazara/ karşı fikir tartışmaları ile zerre ilgisi bulunmuyordu.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ DEDİNİZ?
Demokrasi, ifade özgürlüğü gibi temel insan haklarıyla da zerre ilgisi yoktu. Toplumların adeta virüse karşı ölüm kalım savaşına girdiği bir süreçte, yaydıkları sahte düşüncelerle, insanın doğrudan varlığı ile uğraştıklarını düşünebilseydiler ve kenara çekilebilseydiler, gerçekten bir “kanaat önderi” niteliklerini kanıtlayabilirlerdi.

Hayır, bu olmadı; dahası, yok kuyruk çıkacak, DNA’na çip takılacak, insan olmaktan çıkacaksın, senden başka yaratıklar üretilecek, kısır yapacak, çocuğun insan doğmayacak noktalarına varan alçakça yalanlarıyla, virüse karşı korumasız bırakılan insanlardan kaç kişi öldü?  

Çetelesini tutan var mı?

Umurlarında oldu mu, vicdanları sızladı mı, kalemlerini kırıp çöpe attılar mı, en azından toplum karşısına çıkıp büyük bir özür dileyip neden yanlış yaptıklarını açıklayan kimse oldu mu?

Hiçbir şey yapmamışlar gibi sessizliğe bürünüp hayatlarını sürdürüyorlar.

Yuh olsun hepsine!

SAFSATA NEDEN KABUL GÖRÜR?
Bu konu, toplumda gerçek öteciliğin ne kadar yaygın olduğunu göstermesi açısından da önemli.

İnsanlar kanıtı kunutu olmadan, kendilerine söylenenleri, acaba gerçek mi, yoksa aldatılıyor muyum diye düşünmeden, araştırmadan, sormadan, öğrenmeden neden safsataları kabul eder? İnsan bir yönüyle aldatılmaya mahkûm bir yaratık mıdır? Ne olursa olsun “inanç” temelli yaklaşımlar, insanda ağır mı basar?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Cumhurbaşkanı ve milletin değerleri söylemi, nedir bu? 23 Nisan 2024 | 93 Okunma Millet oyunu geri alır mı? Veya radikal dönüşüm mü? 22 Nisan 2024 | 226 Okunma Saray suçlu arıyor, 900 milyar borca bak diyen yok mu? 21 Nisan 2024 | 356 Okunma Kamu hizmeti bir çadırda da verilebilir... 18 Nisan 2024 | 185 Okunma Milleti birleştirmek ve AKP’nin düşüş dinamikleri 16 Nisan 2024 | 158 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar